Oluşturmacı Öğrenme

Oluşturmacı Öğrenme
Oluşturmacı öğrenme ve öğretme son yıllarda öğretimde oldukça yaygınlaşsa da yeni bir yaklaşım değildir. Nitekim Erdem ve Demirel’e (2002) göre, Socrates “öğretmen ve öğrenenler, karşılıklı konuşup sorular sorarak ruhlarında gizli bulunan bilgiyi yorumlamalı ve oluşturmalıdırlar” (s. 82) fikrini savunduğundan ilk büyük oluşturmacı olarak kabul edilebilir. Yine başka bir kaynak Socrates’in öğrencilerin kendilerine verilen
bilgileri doğrudan almadığını, ancak muhakeme yoluyla öğrenebildiklerini savunduğunu ifade eder (Nola, 1998).
Oluşturmacı yaklaşımda bilgi, keşfedilen ve ortaya çıkarılan nitelikte değildir,
aksine, yorumlanan ve oluşturulan bir olgudur. Bu da kişi ile bilgiyi birbirinden ayrı, bağımsız iki olgu olarak görmenin aksine, kişi ile bilginin etkileşimini düşünmeyi gerektirir. Buna göre bilgi, kişinin gözlemleri ve yorumları ile oluşur; yani bilgi özneldir.
Öznel gerçeklik üzerine kurulan bu yaklaşım, oluşturmacılık olarak adlandırılmıştır. Oluşturmacılığı tek bir öğrenme kuramı olarak ele almak doğru değildir (Driscoll, 2000); oluşturmacılık bir dizi varsayım ve ilkeden oluşan ve her bir araştırmacının farklı yönlerini ele aldığı bir yaklaşımdır (Bağcı-Kılıç, 2001; Tobin & Tippins, 1993).
Oluşturmacı yaklaşım öğrenciyi öğrenme sürecinin merkezine almaktadır. Bu
yaklaşıma göre öğrenci öğrenmeyi kendisi, fakat aynı zamanda sosyal ortamda gerçekleştirir. Öğrenen, bilgiyi kendisi, çevreden gelen uyaranların yardımıyla oluşturur; bu oluşum, öğrenenin bilgiyi, çevreyi algılama şekliyle yakından ilişkilidir. Oluşturmacı öğrenme yaklaşımında anlamlı öğrenme esastır ve dolayısıyla öğrenenin anlamlandıramadığı bilgileri oluşturması çok zordur. Bu yaklaşım öğrenmede sonuçtan çok sürece önem verir ve öğrenme sürecinde bilginin anlamlı oluşturulmasını vurgular
(Yavuz, 2005).
Günümüzde oluşturmacı yaklaşım ilkelerini fen eğitimine taşıyan önde gelen
isimlerden biri olan Kenneth Tobin’e göre oluşturmacılık, nesnelliğin yerine geçen bir başka gerçeklik değildir. Tobin’e göre oluşturmacılık, bilmenin doğasını düşünmenin bir yoludur ve öğrenme, öğretme ve öğretim programlarına yönelik modeller geliştirmek için
bir kaynaktır. Bir sonraki bölümde, ağırlıklı olarak Tobin ve Tippins’in (1993) ele aldığı, oluşturmacılığın daha çok fen öğretiminin program ve sınıf içi uygulamalarıyla ilgili olan çıkarımlarına değinilmektedir.

http://www.pegem.net/dosyalar/dokuman/48109-20090429102958-09farkli-yaklasimlar–ortak-cikarimlar–paradigmalar-ve-integral-model-isiginda-beyin-temelli-ve-olusturmaci-ogrenme.pdf

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir