Objektif Dünya

Temel inanç veya varsayımlar, birinci farkındalık düzeyi olan Objektif Dünya’ya hizmet eder, bu “her şey ayrıdır” varsayımının iskeletidir.
Bu varsayım; sınıflamayı, kategorilere ayırmayı, klasik fizik kanunlarını, sebep ve sonuçlar hakkındaki çeşitli felsefeleri mümkün kılar. Gerçekliğin varsayımlarla bağını görmek ve kabul etmek insanlara oldukça zor gelir çünkü o şeyler o kadar açık ve mutlak gelmektedir ki, olabilecek tek doğru ya da gerçek gibidirler.
Oysa bütün deneyimler kişinin deneyim hakkındaki varsayımlarıyla tutarlı olma eğilimindedirler. Bu tıpkı pembe renkli bir gözlük takıp onu taktığını unutmak gibidir. Eğer onu taktığını hatırlayamazsan daima pembe rengin naturel ve dünyanın olabileceği tek renk (mutlak) olduğunu sanırsın. Bu durumdan uyanışlardan önce bazı tutarsızlıklar gelir, gözlük kaydığında- rüyada/vizyonda- kenardan kıyıdan örneğin yeşil bir dünya görüverirsin. Ve belki sonrasında kendine diğer seviye farkındalıklara açılmaya izin verirsin.
Şamanlar, objektif dünyanın, görebilmenin yegane yolu olmadığını mümkün olduğunca çabuk kavrarlar. Şüphesiz bu kavrayış beraberinde, “her şey ayrıdır” varsayımının sunduğu deneyim bolluğunun faydalı bir biçimde kullanılabileceği fikrini ve imkanını sunar.
12325281_1059991374086434_1122368201_n

*

Zihnimizde canlandırdığımız ve bize sevinç, korku, acı gibi duygular veren hayallerle ilgili hazırlık yapamayız, önlemler alamayız! (aldığımızı sandığımız önlemler beyhudedir)
Şu soruyu her duyduğumda bana bir gülme gelir: “Hazır mısın?”
Sonsuz sınırsız AN’ı yaşamanın hazırlığı kendi içine saklanmıştır bence: Zevkli uğraşlar içinde olmak ve onların içinde kendini görünür kılan yaratımın ışığını (Aumakua) fark etmek.

“Sizin realiteniz (3B), sizi daima olmuş olana eğilimli kılar ve olabilecek olana izin vermez.” Der Kryon
Bu kısacık cümle gerçekten de her şeyin teorisi!
Huna felsefesinde, deneyimlerimizin temeli olarak görülen inançlarımız üç gurupta incelenir. İlki VARSAYIMLAR anlamına gelen Paulele durumudur. “Asla şüphe duyulmayan inanç durumu” olarak kısaca açılabilir.
Yani olmuş olanlara zamkla bağlı olma durumu!
Peki, bundan daha iyi nasıl olabilir?
*
Olmuş olanların kayıtlı olduğu söylenen Akaşa kelimesinin ilk hecesi olan AKA (belki Lemuryan bilgisinin uzantısı olarak) gezgin şamanın yolunda bir varlık biçimi olarak tanımlanır.
AKA; fiziksel evrenin temel maddesidir, Hawaice olan kelimenin birçok anlamından öne çıkanlar: Yansıma/Ayna/Gölge/Öz şeklinde sayılabilir. Katı, eterik, saydam her yoğunluktaki madde; düşüncenin AKA’yı dönüştürmesi sayesinde ortaya çıkar ya da göz limitlerinin aralığına girer.
“Yaratımın ikili doğası” olarak bahsettiğimiz kavram kuantum fiziğinde, “gerçekliğin mükemmel doğası, bilinçli gözlemcinin katılımını bekler” şeklinde yer almaktadır.
Bilinçli gözlemci, insanın lonosudur, yani bilincinin uyanık kısmı. Onun bilinçli gözlemi, amaçlı yaratıcı imgelemi ile AKA’yı şekillendirir ve gerçeklik ortaya çıkar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir