Niyet, MANA, Yetkilendirme

Düşünceleriniz, onların yarattığı duygular, azmettirilmiş istekleriniz, bütün bunlar trenin önünden geçtiği bi kaç dakika uğradığı ya da hiç uğramadığı istasyonlar gibi. Bizim için gerçekten anlamlı olan niyetimizdir. Niyetimiz bizi nereye götürüyor?
Bu soruya gerçekten vardıysanız olgunlaşma sancıları da başlamıştır zannımca, miktar ve adresi saymayı bırakmışsınızdır, ya da en azından bunlar önem sıralamanızda çok geriye kaymıştır.
Niyet nedir diye sık sık sorulmuştur bana, aklıma ilk gelen bağcı ve üzüm olur fakat bunu zaten soran da sormayan da biliyordur zaten. Niyet sözcüklere kulak vermediği için onu tanımlamak da zor. İnsan kendisine zaman zaman sormalı belki ve nasıl bir hisle cevaplandığını duyumsamaya çalışmalı.

Ben sordum şimdi kendime ve aldığım cevap adeta şöyle bir görüntüydü; önünden geçtiğim istasyonlar, araziler içlerinden dışa doğru bir ısı ve aydınlanmaya uğruyordu, adeta can kazanıyordu. Hepsinden yayılan bu ısı/aydınlık birleşiyordu. Ayrılıklar gözden kayboluyordu. O zaman dedim kendi kendime acaba bu CC’nin içten gelen ateş ya da urban shamanın 6.prensibi MANA olabilir yani bütün güç içerden gelir. Bir başka deyişle; YETKİLENDİRME! O halde niyetimiz bizi her şeyi yapmakta yetkilendirendir desek olur mu? Bilemiyorum sözcükler tek başına açıklamakta yetersiz kalıyor. Fakat ben ne hissettiğimi biliyorum.

Niyeti istekle karıştırmaya meyilli olanlar için ” Neye niyet neye kısmet” sözü niyetin işe yaramadığı durumlar olduğuna hükmettirebilir, ya da “neye niyet ona kısmet” anlamında  isteklerinden, çabalarından ve beklentinden farklı bir sonuç alındığı çünkü niyetinin bilincinin LONO (uyanık zihin) kısmı ile sınırlanamayacağını çıkarsayabiliriz.

Niyetin sorgulandığı örneğin; niyetin üzüm yemek mi, bekçi dövmek mi? sözündeki gibi atasözlerinde onu maksat sözcüğüyle anlamamız hedeflenir, fakat bu sözcükler’de dualitik bir toplumun anlaması için düzenlenmiş, çünkü seçenek ya o ya da bu gibi dualitik sorgulanmış.

Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir, harika bir örnektir, buradan benim anladığım, niyet iyi ve kötü dualitesinin ötesindedir ve lineer algılamanın ötesinde çokboyutlu bir durum ortaya koyar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir