Neden politik kurgu yazmıyorum?

2006.Günlükten

Belki çok şaşıracaksınız ama onbeş sene önceye kadar politikayla epeyce ilgiliydim.

Hatta fotbolla da ilgiliydim.

İşkoliktim.

Tipik bi erkek işte!

Onlardan görünen farkım; geceleri ilk akşamdan kanapede uykuya dalmazdım.

Şimdiye kadar koltukta ya da kanapede hiç uyumadım.

Deli gibi kitap okuyordum.

Onbir yıl önce gazete okumayı bıraktım. Futbolu, politikayı, işi gücü de!

Çok eleştiri aldım, özellikle yakınlarımdan.

O zamandan beri köprülerin altından çok sular aktı.

Ben de sularla aktım 🙂

Artık hiç bi şey bilmiyorum. Hangi ülkeyi kim yönetiyo onu bile bilmiyorum.

Bana politik kurgu yaz diyenleri gösterdikleri güven için takdir ediyorum; cehaletimi görmezden geliyorlar.

Fakat bir seri katil romanı yazmak istemiştim hep :)))

Seven (yedi) gibi bişey!

Sonuç olarak politik kurgu öyle kolay bişey değil.

(Nerden geldiyse aklıma bu, gece gece!)

Anasının Karnından Dizisi

9 Yorumlar

  1. Turan says:

    Demek politika ve futbol erkeklerin isiymis :-)))

  2. says:

    Öyleyd eskiden 🙂

  3. Turan says:

    Neden politika le ugrasmayi biraktin? Futbol demiyecegim, cünkü futbol ile ben de ilglenmyorum…

    1. says:

      92 yılı filandı galiba, Türkiye’nin mali analizini yapmıştım (bikaç yılda bir yapardım) ve iflas ettiğini kabul etmek durumunda kaldım. Ümidim kalmamıştı artık.. Her şeyle birlikte siyasetle ilgilenmeyi de bıraktım.

  4. Turan says:

    Bu politika sevmyorsun anlamna gelmez galiba.

    1. says:

      Politika sevmiyorum, eskiden de sevmezdim. Sadece hayatı güzelleştirmenin mümkün olabileceğini umut ederdim, bunun yöntemlerini düşünür araştırırdım.

  5. Turan says:

    O zaman mutlu olmanin yolu politika ile olamaz diyorsun. Sen de “güzellesmek” icin baska yollar aradin….

    1. says:

      Bu kişisel bi tercihti, belki yapım uygun değildi. Biliyorsun taraftar olmaya yatkın biri değilim oysa politika nerdeyse tamamen taraftarlık üzerine inşa ediliyor. Evet, güzelleştirmeye kendimizden başlayalım toplum nasılsa buna uyacaktır diye düşündüm. O zamanlar daha toydum bi anlamda, evrelerden haberim yoktu henüz örneğin. Herşeyin birbirinin ilacı olduğunu ve bu denli müthiş bi bağ içinde olduğumuzun henüz bu kadar farkında değildim. Şimdi biliyorum ki, her şey olabileceği şekilde oluyor; bu bir kadercilik anlamında değil, kişisel yetilerin maksimum kullanabilmesinden bahsediyorum. Eskiden bastırılmış bu denli duygu olduğundan hele de toplumsal olarak bunun daha da çarpıcı sonuçları olduğunu fark edememiştim. Çocukluktan beri sosyoloji, tarik antropoloji severdim, fakat sanırım konuları incelerken bu işin insana ne kadar ve çaresizce bağlı olduğunu bilmiyordum. Ezcümle, evet sosyolojiden psikolojiye döndüm :)))

  6. Turan says:

    Taraf tutma yanlisi ben de degilim. Futbol maci tutarcasina taraf tutmanin ben de bir anlamini göremiyorum. Insanlarin birbirleri ile olan bagini ben daha yeni yeni algilamaya basladim. Bag kurabilmek ve iliskilerdeki baglari cözebilmek (kavrayabilmek) gercekten cok zor. Her yaptigimiz sey diger seyleri etkiledigi icin tam kesin bir “cözüm” göremiyorum. Bir yerden gelen bir etki kelebek misali kasirgalara yol acabiliyor. Bazen de hic birsey yapmiyor. Benim de insan bilimlerine merakim cevremimi pek anlamamayisim olmustur. Ne olup bitiyor, onlari anlamaya calisiyorum. Bu da görüldügü kadar kolay bi is degil….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir