Ne sürer iniş?

“Ne sürer dağa tırmanmak?Kırk yıl. Esmerdir yerli klavuzlar; ufak tefek, yürekli, kaypak. Rüşvet almazlar.

Kuzey yüzünü mü önerirsiniz? Kaş çatıyor bütün yüzler; seçin öyleyse. Seyyahlar, kendi yolculuklarını anlatırlar, sizinkini değil. Basılacak sağlam yerleri saklamaz buz. Kayaları okuyun. Onlar sözü yaşar.

Ve zirvede? Durursunuz.

Derler ki buradan görülebilirmiş şehir. Bilmiyorum.

Aşağı bakarsınız. Garip gelir yukarı bakmıyor olmamak; emin olamazsınız ne gördüğünüzden.

Kimisi şehir bu der; başkaları daha uzak bir Âlem sezer. Klavuzlar döner. Omuzlayın çantanızı, giyin ceketinizi. Buradan aşağı ne bir iz var, ne bir amaç, ne bir yol, ne de yollar.

Akşamın o uçsuz bucaksız inişinde, o altın renkli pusun ta içinde, bir kıpırtı, bir ışıltı belki:

Dalgalar mı, kuleler mi, tepeler mi? Uzak, uzak. Değişti kayaların dili. Bilirdim bir zamanlar ne dediklerini.

Ne sürer iniş?”

(Everest; Kadınlar Rüyalar Ejderhalar)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir