Maraton

Olimpiyat oyunlarını ve onun içerdiği dallanmaları hepimiz az çok biliriz, hatta kendimize daha sempatik gelenleri izlemeye öncelik veririz. Bu alanların her biri kendi içinde harikuladedir, birbirleriyle asla kıyaslanmazlar. İnsanın o şahane yapabilme, becerebilme zevk alma kapasiteleriyle örülmüş çok boyutlu bir kazak gibidir Olimpiyatlar 🙂

Bilmiyorum bu dalları simgesel anlamda görmeyi denediniz mi? Denemek ister misiniz?

Örneğin ben kendimi en çok uzun mesafe koşucusu gibi hissederim. Yani maraton koşucusu. Düşündüğümde özelliklerimle paralelliğini de görürüm (hissime ilaveten).  Biraz sıkıcıyımdır sanki bu sebeple ama yine de eğilimim bu yönde 🙂

*

Sonunda Asimov’un Robot serisini okumayı bitirdim. Dört kitap altı heyecanlı gün. Böyle şaşılası bir şey yazmak üzerine biraz düşünmeliyim. Bir okur olarak ise sadece mutluyum. İletişim yönü oldukça zayıf gibi görünen Asimov’un insan ve toplum psikolojisine bu denli hakim oluşu zaten hayret vericiyken bir de bu konuyu formüle edip uzay zamanın dibine kadar fırlatması olacak şey değil! Ama olmuş. Şimdi artık gönül rahatlığıyla Vakıf serisine devam edebilirim.

Vakif  serisi maratonumuz da sürüyor: Ben/biz/Gaia hiçbir şey gizlemeyiz ve hiç yalan söylemeyiz. Sadece bir bağımsız, kendini izole etmiş bir şahıs yalan söyleyebilir. O, sınırlanmıştır ve sınırlandığı için endişe duyar. Ama Gaia, büyük bir zihinsel kudreti olan bir gezegen organizmadır ve hiç korkusu yoktur. Gaia için gerçeğe aykırı tanımlar yaratmak bütünüyle gereksizdir. (Vakıf ve Dünya)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir