Kent şifacılarına minik öğütler

Kültürümüzde “arkadan konuşma” diye bir eylem vardır, çeşitli sebeplerle kişiye açıktan ifade edemediklerimizin, onun ardından sözle ya da düşünce sözüyle dile getirilmesini işaret eder. Bunun üçüncü bir şahsa yapılmasına da dedikodu denebilir kısaca. Olay çok yönlü kişisel ve toplumsal psikolojik bir durumdur herkesin bildiği ve belki az ya da çok hiçbirimizin kaçınamadığı bir şey. Bunun sebepleriyle ilgili bir yorumda bulunmayacağım 🙂
Kendime ve sizlere hatırlatmak istediğim şey, eğer kendinizi böyle bir durumla karşı karşıya bulursanız (bunu yaparken kendinizi işbaşında yakalayabilirseniz) önce şeker aşırmaya çalışan çocuğunuzun parmakları üzerinde nasıl yükseldiğini ve nasıl minik kollarını yükseğe yükseğe kaldırmaya çalıştığının görüntüsü gelsin gözünüze ve bir kahkaha patlatın, anında içinize o çocuğa karşı büyük bir şefkat dolacaktır
Ve hemen hiç vakit kaybetmeden Ho’oponopono yapmaya başlayın. Ne kadar sürerse sürsün önemli değil ve imkan varsa bir yandan hooponopono yaparken bir yandan mutfakta bi şeyler yapın, yeni bi içecek, yiyecek aroma uydurun… Çok işe yarıyor 🙂 

Hepimiz birbirimizle temastayız, belki de insanlar bu temas noktasını ruhsallık olarak yorumluyorlar, belki bilimin nüfuz sahasına henüz tam olarak girmemesi sebebiyle böyle bir ayrıma lüzum hissediyorlar. Gerçi bilimin bazı alanları artık bu konuda sınır hatlarını yarıyorlar 🙂

*

Genelde ihtiyacım olduğunu hissettiğim ve kolayca uygulayabileceğimi keşfettiğim çalışmaları 100 günlük bir paket olarak hayatıma dahil ederim. Yeni öğrendiğim 7Path Oto Hipnoz yöntemi için bugün geriye sayımı başlattım, 100…. Günde iki kez sabah ve akşam onar dakikalık dozlar halinde almamız öğütlenmişti.
Hatırladığım ilk 100 günlük uygulamam yıllar önce Altın çiçeğin sırrı’nda öğrendiğim bir nefes şekliydi. Sanırım bedenim ve ben bütün olarak bundan yararlandık. Kimbilir belki Alobar ve Kudra’nın gizemli nefes şekline benziyordu 🙂
Günaydın  sevgili frekanslar
*
Ben bu mutluluk hissini, bir başkasına başka biri tarafından bir nezaket, kibarlık, yardım yapıldığını gördüğümde yoğun olarak hissederim, hatta kimseye göstermeden ağladığım da çok olur. Tabi bunun sebebini eskiden bilmiyor, tuhaflığıma veriyordum. Şimdi, yani KU’nun çalışma prensiplerini öğrendikten sonra bana çok normal gelmeye başladı bu mutluluğum çünkü KU özne bilmez, geçmiş ve gelecek bilmez; her şeyi şimdi ve kendine yapılıyor algılar.
Nezaketin ve iyiliğin bilimsel etkisi için tıklayınız

smile ifade simgesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir