Kendini Begenmisligin Yitirilmesi- 2.ders

“Kendini fazlaca ciddiye almaktasin. Aklinca pek onem vermektesin kendine. Bunu degistirmelisin! Kendine verdigin o pis onem yuzunden, birazcik zora geldiginde hemen kacip gitmeyi dusunebiliyorsun. Herhalde karakter sahibi oldugunu dusunuyorsun boylece. Ama sacmaliktir bu! Zayifliktir, kendini begenmisliktir!” Dedi Don Juan ve ekledi :” Kendini begenmislik, tipki yasam oykusu gibi kurtulunmasi gereken bir baska seydir. Sen kendini dunyanin en onemli seyi sandigin surece, seni saran bu dunyayi layikiyla anlayamazsin. At-gozlugu takmis gibisin tipki, kendinden baska hic bi seyi gormuyorsun.”

Daha sonra bitkilerle konusmayi getirir gundeme Don Juan, onlara ne dedigin degildir onemli olan, bitkilerle- ve belki hayvanlarla da- yuksek sesle, ecik secik bicimde konusmalidir, istersen sozcukleri uydur, buradaki onemli husus; bitkiyi begendigin duygusudur, ona bir esitin gibi davranmandir. Bitkileri toplayan her kisi onlari her koparisinda ozur dilemesi, ilerde bir gun kendi govdesinin de onlari besleyecegine iliskin onlara soz vermesi gerekir. Sonucta bitkilerle biz bas babasa geliyoruz, ne biz ne de onlar daha cok ya da daha az onemli degiliz. Gel konus su kucuk bitkiyle biraz, artik kendini pek onemsemedigini anlat ona.

“Bizi saran bu dunya bir gizdir, biz insanlar obur seylerden daha ustun degiliz ki! Kucuk bir bitki bize comert davrandiginda, ona tesekkur etmemiz gerekir, yoksa bizi burdan bi yere -yeryuzu anliyorum- birakmaz ha!”

Su minicik bitkilerin bu denli yetkileri oldugunu bilir miydiniz? Neyin ne ise yaradigini bilmeden yer icer dururuz, cevre duzenlemeleri yapariz vahsice! Guya vahsi olani yumusatmaya calismaktir amacimiz velakin ne yaptigimiza gercekten bi bakin bi dinleyin derim ben de nacizane. Bu arada Don juan’in dogru yurumekle ilgili onerilerini de unutmayalim: elde yuk tasinmayacak-sirt cantasi olabilir- , el parmaklari ice kivrilacak ve dikkat onun uzerine yonlendirilecek.

Carlos bu dersi soyle bitiriyordu: “Parmaklarimi kivirdim ve onun -yasina ragmen- o sasilasi yuruyusune rahatca adim uydurabilirdim. Hatta kimileyin ellerimin beni ileriye cektigini duyumsuyordum. Icim cosuyordu. Bu kizilderili yaslisiyla oyle anlamsizca yurumek bana mutluluk veriyordu. Konusmayi boslamistim.”

Aynen, ne zaman elime Cc kitaplarindan birini alsam ve bu ikiliyle yurumeye baslasam (bes alti kez devirmisimdir tum diziyi) ayni hislerle dolarim, cosku, hayranlik, dolu dizgin bi cosku… buna benzer bi seyi yalnizca asik olup onu yasama firsati buldugumda hissetmis olabilirim. 🙂

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir