Kendin Nedir?

Kendine ait olanla, kendine ait olmayan nasıl ayırt edilir?
  • YENİ’den DOĞAnlar Kulubü kendine ait olan derken neyi kastediyoruz ki?

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü ne anlıyorsanız:)

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü beni ben yapan herşey bana ait olandır.

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü valla ben de tam tersini düşünmüştüm:)

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü nasıl?

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü ‎”ben” dediğim de kişiliğimden bahsediyorsam eğer, bu kişilik neredeyse benden bağımsız ve belki de bana rağmen oluştu diyorum.

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü olur mu canım? yıllarca sayısız deneyim yaşayıp bunların sonuçlarını analiz edip kendimi bu hale ben getirdim. herkesin farklı farklı kişilikleri var zaten.bu da benim söylediğimi doğruluyor

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Demek ki her ikisi birden 🙂

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Benliklerimizin çokluğundan ve birinin patron olduğundan bahsetmiştik.Bunların ağası egodur.Kendilik duygusunu veren de odur.Mülke ait cismani herşeyin heveslisi odur.Ama duyguya sevgiye ve cömertliğe ait ne varsa o da ruhundur.Ruhta da tikellik olmaz.Kendilik yoktur.Biz vardır..

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü bunu gelece değil geçmişe bakarak söyleyebilirim ancak.bişey bende neredeyse hiç değişmeden kaldıysa o bana ait olan diyebilirim.kişiliklerimizde zaman içinde değişip duruyor unutmayalım bunu.

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü gene dualite yarattınız ama arkadaşım:) madde kötü, ruh iyi mi anlayacağım bundan şimdi ben. bir de benliklerin ağasına ego demişsin.bence benliklerin bi ağası olsa süper olurdu ama sorun onların ağa paşa takmamasında yatıyo

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Her ego ağasının etiğine tabiidir 🙂 Dualite yaratmışsınız diyorsunuz da İyi kötü demedim.Kendilik imajı egonundur dedim..

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü mülke ait şeyleri egoya, sevgi cömertlik ve duyguyu ruha bağlamışsınız ya, ondan dedim.bide şu ruh mevzu ne ilginç bişi.ne zaman burada bi konu açılsa ruh kavramı işe dahil oluyor.ama birimiz de çıkıp tam olarak bu ruh ne menem bişi anlatamadık:)

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Ben onu anladım sanırım; rabıta imiş. En azından biraz aydınlandım

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü “Bir ışık çıktığı mecrada hükmedilemez” ‘den hareketle Bir’den çıkan ışığın sirayet ettiği yere ruh diyebiliriz..Bize ait olmadığı için ve varlığını icraasıyla keşfedebildiğimiz için tarifi zor biraz..

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü ooo bence bu gayet anlaşılabilir olmuş, dilinize sağlık, allah razı olsun.

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Varlığın icrasıyla keşfedilen… Mükemmel. O halde varlık (yani tarif edilenler) olmadan ruh keşfedilemez, bu durumda biz varlıkların bulunduğu yerden, biz istersek, keşfetme çabası duyarsak, onu bilirsek ortaya çıkan soyut bi şey ruh. Soyut diyerek küçümsediğimi sanmayın, somut olanların soyuta taşınması yolculuğundayız zaten. yani şimdilik öyle sanıyorum.
  • YENİ’den DOĞAnlar Kulubü İnkişaf ettiren sorular ne güzel 🙂
  • YENİ’den DOĞAnlar Kulubü ruh bu durumda “bilinmeyen” mi oluyor? CC nin kitaplarında bahsettiği bilinen-bilinmeyen-bilinemeyen çerçevesinde soruyorum.
  • YENİ’den DOĞAnlar Kulubü
    O halde “sevgi cömertlik” gibi dilimize hoş yerleşmiş kelimeleri ruha atfederek varlığımızı incitebiliriz. Kendini eksik gören varlığımız bu noksanlığı nasıl alteder? Yoksa adamus bahsinde ki Kerri durumlarına bu sebeple düşüyor olabilir miyiz? Bilinmeyeni tarif etme çabamız mecburiyetten oluyor belki, çünkü yaradılışımızda merak ve keşif var. Bu güzel ama keşfettiğimiz şeyler tanımlıdır ve varlığa aittir, öyle değil mi?
  • YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Ruhun varlığı beden ülkesindeki fiil ve hareketleriyle bilindiğini söyleyebiliriz.Buda her cesette farklı şekilde tezahür edeceği için bir bilinmeyen -bileneni izah edilemeyen ama deneyimlenebilen diyebiliriz sanırım…

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü ‎”izah edilemeyen ama deneyimlenebilen”… Bu bana ilham verici oldu. teşekkürler frekans. Bu durumda DJ’nin bi isim vermek zorunda kaldıkları için kartal, nagual deyip bunları asla tarif etmeye çalışmamalarını, hatta bunu men etmelerini anlaşılabilir kıldı.
  • YENİ’den DOĞAnlar Kulubü bu keşifler nereye kadar sürecek çok merak ediyorum.çünkü bilinenlerin kaynağı bilinmeyenler.bilinmeyenin kaynağı bilinemeyen mi demek lazım.ama o zaman bilinemeyenin nihai yeri bilinen olur ki bu da doğru değil.bilinmeyen ne kadar acaba? (sorum saçma gibi farkındayım ama kuyruklara bakınız lütfen:))

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Bilinenin kaynağı bilinemeyen diyen arkadaşım.Bunu bakmak ve görmek arasındaki fark gibi düşünebilirsiniz.Algı varsa referans vardır noktasından hareket ettiğimiz için bu bilinenin kaynağı bilemeyen döngüsüne yanlıştır diyemeyiz.

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Bu oyunlar nereye kadar? diye ben de sormuştum ama cevabımı aldım 🙂
  • Turan Erdal Cok basit, bicak gibi bir ortadan kesin. Cok basit algilandiginda aslinda sinir cekmekle olur ama insan kendinde olmayani görebilir mi? Eger kendinde olanlari görüyorsa hic yeni birsey göremiyecek mi? Görmek bilinc ile ilgilimidir? Kafamizdaki “sablanlar” olmayinca görebilirmiyiz?
  • YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Görmek sadece göz ile alakalı bir durum değil.Ama gördüğümüzü yorumlamak için akla düşmesi ; içinde olanlarla benzerlik ve ayrılığının kıyasının yapılması ve idrak oluşturması için kafamız dediğiniz gibi bize lazım :))

Not: Burada 35 kişi aynı isim altında YEN’den DOĞAnlar kimliği altında cevaplar aramaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir