Kendimizin hayaliyiz!

Sibel Sordu: (Özet için bakınız)

Atom altı parçacıklarda tam olarak yerine oturtamadığım ilişkiler var, şu sorulara yanıt arıyorum:
1.Bozonlar, fermiyonların zıddı olarak aynı mekanı paylaşabilen parçacıklar ve bunlara toplu olarak tam spinliler deniyor. Fakat elekron gibi element de değiller galiba, yani birleşikler mi? Örneğin Çekirdekteki bazı proton ve nötron(nükleon) bileşikleri bozon oluyorlar?Bu ifade doğru mudur
2. Bozonlar-mezonlar ışıktan hızlıdır, güç/bilgi taşıyıcıları. Onların -elektron gibi- element hali de var mı?
3. Fermiyonlar, yani elektron, proton ve nötronlar olarak bozonlardan ayrılan madde yapı taşları olduğu halde, bazı çekirdek yapılarının bozona dönüşebilmesi ne mene bişeydir?
4. Takyonlar ve bozonlar arasındaki fark nedir?
5. Nötronların dönüş yönününün hareketleri doğrultusunda olması ne anlama gelir?
6. Yarım sipinliler (nötron,proton,elektron yani fermionlar), bildiğimiz madde alamini görünür-var kılıyorlar. Acaba yarım spin fizik terimini dualitik olarak yorumlamak mümkün mü?

Haluk Berkmen cevapladı:

Bu modele göre:
a) Maddesel Parçacıklar Leptonlar ve Kuarklardır. Bunların spini 1/2 dir. Yani topaç gibi saat yönünde veya tersine dönerler. Maddeyi oluştururlar. Bunlara Fermion denir. Çünkü Fermi-Dirac istatistiğine uyarlar.
b) Kuvvet taşıyıcılar. Yani, bir maddesel parçacıkla bir diğer maddesel parçacık arasındaki etkileşmeyi sağlarlar. Onların spini tam sayılı veya sıfırdır. Kvvet taşıyan parçacıklara Bozon da denir. Çünkü Bose-Einstein istatistiğine uyarlar. Foton ve glüonların spini 1, Z+, Z- ve Xo ınki sıfırdır. Yani dönmezler. Ayrıca kuvvet taşıyıcılar yer kaplamaz. Sadece birer dalgadırlar.

Atom altı parçacıklarda tam olarak yerine oturtamadığım ilişkiler var, şu sorulara yanıt arıyorum:
1.Bozonlar, fermiyonların zıddı olarak aynı mekanı paylaşabilen parçacıklar ve bunlara toplu olarak tam spinliler deniyor. Fakat elekron gibi element de değiller galiba, yani birleşikler mi? Örneğin Çekirdekteki bazı proton ve nötron(nükleon) bileşikleri bozon oluyorlar?Bu ifade doğru mudur.

Hayır, doğru değil. Proton ve Nötronlar Kuarklardan oluşur. Kuarkları ise Glüonlar birbirine bağlar. Ama serbest halde ne Kuark bulunur ne de Glüon.

2. Bozonlar-mezonlar ışıktan hızlıdır, güç/bilgi taşıyıcıları. Onların -elektron gibi- element hali de var mı?

Hayır, Mezonlardan veya Bozonlardan atom oluşmaz.

3. Fermiyonlar, yani elektron, proton ve nötronlar olarak bozonlardan ayrılan madde yapı taşları olduğu halde, bazı çekirdek yapılarının bozona dönüşebilmesi ne mene bişeydir?
Doğru değil. Fermiyonlar Bozona dönüşmezler. Ama bozon bulundururlar. Örneğin Proton ve Nötronun Glüon bulundurnması gibi.

4. Takyonlar ve bozonlar arasındaki fark nedir?

Bu konu halen tartışma konusudur. Benim görüşüm !!! onların Bozon olduklarıdır. Tek farkları ışıktan hızlı hareket ettikleri ve en düşük hızlarının ışık hızı olduğu. Bizim evrenimize düzen ve yasa getiren onlardır. Çünkü zamanda ters yönde (gelecekten geçmişe doğru) giderler.

5. Nötronların dönüş yönününün hareketleri doğrultusunda olması ne anlama gelir?
Bu konu pek okadar kesinlik kazanmış değil. Benim bilgim yok.

6. Yarım sipinliler (nötron,proton,elektron yani fermionlar), bildiğimiz madde alamini görünür-var kılıyorlar. Acaba yarım spin fizik terimini dualitik olarak yorumlamak mümkün mü?
Evet, mümkün. Ama bu fiziğin değil, felsefenin konusudur.

sevgiler. Umarım tatmin oldun Sibel. :=))

SA:

Teşekkürler Haluk. Üçüncü soruya bi ilavem var:
Bu durumda bozon barındırmak o çekirdek için ne gibi fark yaratır?

HB:
“Bozon barındırmak” bir mecazdır. Gerçekte öyle bir şey yoktur. Şöyle açıklayayım:

Diyelim ki iki protonu yüksek enerjide çarpıştırıyoruz. İkisinin toplam enerjisi kendi kütle enerjileri artı kinetik enerjiden oluşur. Kinetik enerji harekettten doğan enerjidir. Bu fazladan enerjiyi ya hareket olarak salmaları gerekir (elastik çarpışma) veya başka bir şekle dönüştürmüleri gerekir (inelastik çarpışma). Eğer enerji yeteri kadar fazla ise inelastik çarpışma oluşur ve fazla enerji fermion olarak saçılır. Yani istenmeyen enerji geri verilir. Bazen de mezon olarak da salınabilir.

SA:

Elektronlar da çarpıştırabilir mi? Eğer evetse aynı şekilde mi sonuç verir?
Resim çok güzel (bu çarpışma bana aşk gibi göründü! kih keh küh)

HB:
Evet ama elektronların çarpışması genelde elastik olur. Fakat yeterince hızlandırıldıklarında onlar da yeni parçacıklar üretirler.

İnsana benzetirsek, sperm yumurtaya girdiğinde inelastik bir çarpışma yapmış olur. Fazla enerji de de bebek olarak dışarı saçılır.  Bazen tek bebek bazen de ikiz veya üçüz olarak. Heee  hee…nasıl? benzedi mi?

SA:

fena değil 🙂
Peki iki yarım sipinlinin çarpışmasından bir tam sipinli çıkabilmesini neye benzetiyosun?

HB:
Aslında çıkan tam spinli parçacık bir ara parçacık. Yani çıktıktan sonra mutlaka bir yarım spinliye kuvvet iletmesi gerek. Serbest halde çok kısa bir süre kalsa da sabit bir parçacık olarak yaşamı yok.

Bozonların serbest parçacık olarak yaşamları bu evrende yok. Bu evrene fizik evren dersek “fizik ötesi” bir evrende yaşıyorlarsa o evrene de “metafizik” (fizik ötesi) evren demek gerekir. Yani metafizik varlıklar varsa, örneğin ruhlar cinler ve benzerleri, onların özellikleri takyonlar gibi olmalı. Yani ışıktan hızlı hareket yetileri olmalı. Bunun da anlamı onların her yerde anında olabilecekleridir. Onlar parçacık değil, sadece dalga yapısına sahip bir tür görüntüler denebilir. Zaten bu görüntüleri görenler hatta duyanlar da var.

Doktorlar bu tür insanlara hasta, hayalperest hatta şizofren gibi sıfatlar yapıştırmayı seviyorlar. Çünkü pozitif tıp için bir insan ya bu dünyaya odaklıdır ve sağlıklıdır veya bu dünyadan farklı bir boyuta odaklıdır ve hastadır. Oysaki eskiden beri insanlar (şamanlar, ruhsal ve mistik kişiler) farklı bir gerçekliğin varlığını savunurlar. Farklı bir evrenin varlığına ben kesinlikle inanıyorum ve hatta “Takyon Evren” adını verdiğim kendime ait bir evren modelim var. Ancak bu modeli matematik denklemlerle oluşturmam gerek.

SA:

Takyon evreni ismini sevdim, bir başka önerim de “salınımcılar” olabilirdi 🙂
“Işık hızında olma” kavramını ben çoğu kez, eylemi yaptığımız anda tam bilinçli olmak, eylemin tüm bağlantılarını biliyor olmak diye tarif etmiştim.
Farkındalığı ise, eylemi gerçekleştirdiğimiz an ile onun tüm vechelerini bildiğimiz an arasındaki zaman aralığı olarak tarif ediyorum. Bu aralık kısaldıkça farkındalık ışığı artmaktadır, çünkü ışık hızına yaklaşılmaktadır.
Salınımcıların dünyasında olmak sanırım sürprizlere yer bırakmıyor.

HB soruyor:
Doğrudur, farkındalığın arttıkça olayların farkın varış hızın da artar. İleri düzeyde farkındalığın varsa anında bilinçlenirsin. Buna bilgelik de diyebiliriz. Çünkü gelen bilgi senin hafızandan getirdiğin bir bilgi olmayıp, Takyon evrenden gelen anlık ve büyük olasılıkla gelecekten gelen bilgidir. Geleceği bilenler bu bilgiyi Takyon evrenden alma yetisine sahip insanlar olabilir. Tabii ki bu konuda dikkatli olmak gerek, çünkü etrafta bol miktarda sahtekâr da var.

Beni asıl düşündüren ve halen yanıt bulamadığım bir sorum var. Bu soruyu sizle paylaşmak isterim. Biraz bilimsel olacak ama sezgisel yanıtlara da uyarım.

Soru: Işık, yani elektromağnetik radyasyon elektromağnetik kuvveti ileten bir bozondur ve adına Foton denmektedir. O zaman her ışık dalgası veya radyasyonu mutlaka bir kuark ile veya bir fermion ile buluşması gerekir. Serbest bozon yoksa serbest foton da olmamalıdır. Peki ama güneşten çıkan fotonlar önceden bir fermion ile buluşacaklarını bilerek mi yayılıyorlar? Yoksa “biz yola çıkalım da nasıl olsa bir fermionla karşılaşırız” diye mi düşünüyorlar.

Tabii ki onlar düşünmüyor. Fakat bozonların doğal yapıları gereği serbest halde bir foton da olamaz. Elektromağnetik radyasyonun bir türü olan ışık yayılırken dalga özelliğini koruyor. Parçacık özelliği ancak bir fermionla karşılaştığında ortaya çıkıyor. Bu radyasyon da küresel olarak yayılıyor. Çizgisel değil. O zaman kürenin bir kenarı mutlaka maddesel bir parçacıkla karşılaşacaktır. Yani, kaynaktan çıkarken bir tür karşılaşma garantisi ile yola çıkıyor.

Neyse, biraz uçuk bir soru oldu, fazla ciddiye almayın.

SA: yooo soru gayet açık ve cevabı da kendin vermişsin, yani:” kaynaktan çıkarken bir tür karşılaşma garantisi ile yola çıkıyor.”
diyorsun 🙂
Ben ise her zamanki gibi ne fark eder diyorum 🙂
(Malum Molla nasreddin sendromu var!)

HB:

“Erenler meclisinde yanıtını önceden düşünmediğin bir soru sorma” derler.

Bir diğer açıklaması, herşeyin herşeyle zaten bağlantılı olduğudur. Bu durumda fotonlar veya elektromağnetik radyasyon bu bağlantının görünen yankısıdır. ama görünmeyen şeklide bu bağlantı her boyutta vardır.

Bu bağlantıyı tıklayın.
SA:
Tamamen Katılıyorum. Bu Video da yakın zamandaki bi çok benzeri gibi çok güzel, oldukça yalın ve aydınlatıcı. Bu sohbet için teşekkürler Haluk.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir