Katmanlı algılama

Büyüklük takıntısı, eksiklik, kıyaslama, insan bilincinin hiçe sayılması gibi demode şeylerle (bana göre) uğraşmak için enerji harcamayı durdurmak lazım. İlişki bilincinin ben bilinciyle harmanlandığı “kendilik”, bize gereken sevinci, eylem gücünü ve genişleme/derinleşme yani “katmanlaşma” yolunu açıyor.

*

Küçümse-n-mek yaratmanın riskidir.

Yıllarca bunu kendimde ve çevrede gördüm, acı biçimde yaşadım. Olay genelde şöyle tecelli eder: Bi fikir bulmuşsundur, bi girişimde bulunmak istersin ve bunu söze dökersin. Zannedersin ki bunu dinleyen senin gibi sevinecektir en azından senin sevincine ortak olacaktır. Oysa bunu dinleyen (arkadaşın,eşin,aile üyelerin) kişi o anda sana hayret ve küçümseyen bakışlarla bakıp, bunun neden çok mantıksız ve tehlikeli bir girişim olacağını nefes almadan sıralamaya başlar. Bazıları da senin yaratını Michealangelo veya Hamlet ya da Mozart ile karşılaştırıp berbat olduğunu söyler. Dinime küfreden bari müslüman olsa dersin. Hani kendi yaratısını örnek göstererek seninkini devirmek istese bi derece anlaşılabilir olurdu hahahahahahaha

Turan Erdal Yaratici olmadigim icin öyle anlari pek yasamadim ama senin anlattigin gibi seyleri ben de sezinliyorum. Ne kadar yaraticinin fikirleri absürd olsa da yine de güvenebilecegi bir dala sarilmak istiyor, cünkü “dogum” aninda kendisi de o fikirden emin degil. Emin olmadigi zaman karsi taraftan olumsuz görüs almasi onun ceseretini yikiyor. Cesur olanlar buna ragmen yollarina devam ediyorlar….
Sibel Atasoy Evet, kişisel girişimler söz konusu olduğunda cesaretle yola devam edebilirsin bazen. Örneğin ben bu tür küçümsenmelerle karşılaştığımda hemen kulaklarımı kapatırım ya da oradan arkama bakmadan kaçarım 🙂 Çünkü zaten bi yanlışlıkla algı noktan farklı bir yere kaymıştır ve sen o fikri bulmuşsundur fakat duyduğunuz her mantıklı eleştiri hızla kendi normal algı noktana dönmeni garantiliyecektir. O sebeple kaçarım 🙂 Fakat eğer fikir, tek kişilik değil de takım oyunu gerektiren bir konuysa o zaman işte kıçüstü oturturlar. Yapacak bişey yok. Ya unutmayıp zamanının gelmesini beklerken ara sıra hatırlatırsın, ya da unutur gidersin. Taaa ki fikrinin Amerikada ya da başka bir yerde uygulanmaya başladığını duyana ya da görene kadar unutursun 🙂
Nilgün B sanırım alan wats dı..burada biz birbirimizi sınırlamaca-yaratan olduğumuzu unutturmaca oynuyoruz diyordu:))
Sibel Atasoy kim demişse doğru demiş. Tabi bu mekanizmanın ne olduğunu neye hizmet ettiğini de senelerce düşündüm, cevaplarımı buldum. Sistem harikulade 🙂
Turan Erdal Nöroloji kitaplarinda kahramanlarin savas esnasinda sürekli ön safhada bulunduklarini söylerler, onlar savastan sag cikarsalar kahraman, ölürseler sehip olurlar diyorlar. Bu “kahramanlarin” beyinlerinde ön loblari incelendiginde belli bir hasar oldugu saptanmis. Halk dilinde bunlara “deli” de deniyormus. O halde yeni birseyi bulan “aptal” olmayi da göz önüne almalidir.
Gülgün K Eleştirilmek de öyle hatta öncelikle eleştirerek küçümsüyoruz.Eleştiri kabul etmeyene de egosal yaklaştığına dair suçlamada bulunuyoruz.Ama” kalk sen de bir şeyler yarat da başkalarını öyle eleştir bakalım” deseler apışıp kalırız.
  • Turan Erdal

    Elestirmek cok önemlidir, nedeni ise cok basit. Elestiriler getirilen konunun düsünülmeyen tarafini aydinlatiyor. Fikir öne atanlarda söyle bir yanilgi var: onlar kendilerini fikirleri ile ayni zannediyorlarr. Oysa hic de degil. Fikir ayri seydir, benlik ayri seydir. Bunu bildikten sonra fikrimiz ne kadar “aptal” olursa da olsun kendimize yansimayacaktir ve böylece de diledigimiz kadar aptal olma hakkimizi kullanacagiz.

    Sibel Atasoy fikir ile kendini ayrıştırman akıllıca ancak bu yine de eleştiri ve kıyasın fikri o an taşımakta olan kendini olaydan muaf tutmaz. O sebeple eleştiriler tuhaf ve açıklanmaz olsa da yapıcı ve yıkıcı diye ayrılmışlardır. Bu ikisinin farkını bilen var mı?

    Turan Erdal Cok dogru söylüyorsun, iste kücük düsürmek yikicidir. Ama en icten dilegi ile fikrin noksan yerlerini göstermeye calisan yapicidir. Bunu da elestiri yapanin niyetinden anlasilir. Sibel, yillardir seni elestirdim, umarim yikici olmamistir :-))))

    Sibel Atasoy pek hiissetmedim doğrusu:)Yine geldik şu pek belirsiz NİYET konusuna!

    Turan Erdal Hissetmediysen iyi olmus demektir :-))) Evet, niyet cok önemlidir. Bunu anlamak da basli basina bir sanat.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir