İnsan Filtreleri

İnsani filtrelerimizin, mevcut düzenimizi korumak adına yapıldığını biliyor, anlayışla karşılıyoruz, bunlar müthiş kale duvarlarıdır 🙂 ve-lakin bunlarda bi delik açmadan farklı bir gerçekliğin inşa edilmesinin mümkün olmadığını da biliyoruz. İşte bilincimizin aumakua (yüksek benlik-Ben’im) bölümü, gerçek ebeveynimiz olarak bu çelişkiyi alt ediyor.
Öncelikle filtremize aykırı düşen herhangi bir beyanın ilkini uyanık bilincimizle (Lonomuzla) hiç görmüyor/duymuyoruz çünkü bu tohum aşaması. Belli bir süre sonra bu beyan ikinci kez -muhtemelen farklı bir yerden- geldiğinde bunu görüyor ve fltremize aykırı olmakla birlikte hafif bir tanıdıklık hissi duyarak onu lonomuzun karar verilecekler bölümünde incelemeye tabi tutmak üzere rafa kaldırıyoruz.
Zaman içinde bilinçli ya da bilinçsiz bu filtre delici duyum hakkında lehte aleyhte kanıt topluyoruz! Ve eğer bir gün gelir de lehte kanıt oranı çoğunluğa geçerse ani bir vahiy almış gibi o duyumu eski filtrenin yerine geçiriyoruz.
Tohumu atanı hatırlamıyoruz bile çünkü tohum yeşerip patlamadan önce yok sayılır.
*
Sonradan Amerikalılar ismini alacak olan istilacılar/fetihçilerin kızılderililere yaptıkları şeylerden (kolonizasyon) tam 500 yıl sonra bu kez gelecekten gelen bir gurup tarafından kolonize edilmeleri ve üstelik bu istilacıların adının “observer” gözlemci olmasının manidarlığı üzerine bir kitap yazılabilir. Ya da kısaca etme bulma dünyası denebilir ki normalde beşyüz yıldan fazla sürmeliydi bu ödeşme. Bir şeyler hızlanıyor.
“Gözlemciler”, Fringe yazarlarınca oldukça insanlaştırılmışlar ve tıpkı kendilerine benzetilmişler. Yeni bir şey hayal edebilmek hele barışçıl şeyler hayal edebilmek ya zor ya da para getirmiyor!
Bunun hakkında biraz düşün-elim.
Fringe in beşinci sezona geçerken bir kırılma yaşadığını düşünüyorum, planlanan observerlar ile ortaya çıkanlar arasında büyük çelişki var ve bunun sebebi diziyi öteye taşıyacak hayal yakıtının tükenmesi olabilir. Çare olarak ise eski numaraya (böl/yönet/silah sat) baş vurma seçimini yaptıklarını ve bu seçimin de tam tersine dizinin sonunu getirdiğini hissediyorum.
Aynı tür hayal yakıtı tükenişi Heroes, Flashforward, Terminatör Sarah Connor Cronicles, Lost gibi standart üstü yapımlarda ortaya çıktı maalesef. İnsanın yolculuğu böyle bir şey, önce olayın geçeceği alanı programlamak zorundasın yoksa 13.th floor daki gibi yolun /dünyanın bittiği yerde buluveriyorsun kendini.
İç rüyanın dışa yansıması süreci oldukça gizemli bir işlem. Birilerinin hayal etmesi gerekiyor bu kaçınılmaz. Birileri de hayal edilip projekte edilmiş olanları daha 3B’de gerçekleşmeden – ama başka frekansta oluşuma geçenleri- önce görebiliyor, medyumlar, vizyonerler gibi. Her şey kuantum dolanıklık alan/an’da oluyor. Biz ise hala çaresizce lineer anlamaya çalışıyoruz.
Bence kendi sınırlarını zorlayarak ellerinden geleni yapıyorlar tıpkı her birimiz gibi. Ve hepsine teşekkür borçluyuz. Bu konuları görselleştirebilmek başlı başına mucize.

2 Yorumlar

  1. arzu says:

    merhaba
    wachowski kardeşlerin 12 bölümlük yeni dizisi sense8 bir adım öne geçmiş gibi

    1. says:

      Evet o da güzel, şimdilik 8 bölümünü izleyebildim, henüz nasıl tamamladıklarını bilemiyorum. Fikir güzel görselleştirme de gayet iyi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir