Hücre Yapısına devam-2

Konu Başı için: bakınız

1.3- Doğada herhangi bir şey yapmak veya oluşturmak için bilgi + kuvvet (veya enerji) gerekir.

Bedenimizin sahibi ve yönlendiricileri içlerindeki hücreler olduğuna göre, hücrelerin kuvvet veya enerjilerini nerden aldıklarını, az veya çok kuvvetli bir bedenin nasıl oluşturulduğunu görelim.

Önce bir temel konu hakkında bilgi sahibi olunması gerekir:

Bir şey nasıl yapılmaktadır? Yani bir şeyi yapma bilgisi nerden alınır, bunu yapacak kuvvet veya enerji nerden sağlanır? Önce kuvvet dediğimiz iş veya eylem yapıcı faktörün nasıl artırılıp azaltıldığını görelim. Zayıf bir insan 20-30 kiloluk bir yükü kaldırmakta zorlanır. Hâlbuki bir halterci yüz kilodan fazlasını kaldırır. Peki 20-30 kiloyu kaldıramayan bir insanla 200 kiloyu kaldıran bir insan arasındaki fark nerden kaynaklanır? Fark, aynı hedefe yönlendirilmiş kas hücreleri sayısından kaynaklanır. Zayıf bir insan her gün biraz daha ağır bir yükü kaldırmaya çalıştıkça, bedeninde bu amaca yönelik hücrelerin sayısında artma başlar. Bu olay hücreler arası ortaklık kurallarından kaynaklanır. Şöyle ki: Bir organdaki hücrelere normalde sürekli olarak A, B, C gibi üç ayrı yerden ihtiyaç talebi geliyorsa, o organdaki hücreler yaşamlarına devam ederler ((a) durumu). Bir organa normalin  (A, B, C) dışında (F,G) gibi daha başka talepler geliyorsa,  o organ gittikçe büyümeye çalışır, yani o organı oluşturan hücrelerin sayısı artırılmaya çalışılır (Şekildeki (b) durumu).

Şekil 2: Hücreler arası anayasa

Bu nedenle her gün biraz daha fazla ağırlık kaldırmaya zorlanılan bir organ gittikçe büyümek zorunda kalır. Haltercilerin ağır yükleri kaldırabilmelerinin perde arkası budur. Görüldüğü üzere, bendimizde “damla-damla göl olur, damlalardan sel olur!” prensibi uygulanmaktadır. Milimetrenin onda birinden küçük yaratıkların güçlerinin üst-üste çakıştırılması sayesinde, bedenlerimizde yüzlerce kiloyu kaldıracak kuvvetler oluşturulurlar. Bu oluşumlarda kuvvet dediğimiz enerji birikimi, hücrelerimiz tarafından sağlanmakta, onlar birbirleriyle uyumlu davranış içine girerek, enerji paketçiklerinin üst-üste çakışmasını sağlamaktadırlar. Bir üst sistem olarak beden (yani bizler) sadece hedef göstermekteyiz. Hücrelerimize diyoruz ki: “Şu ağırlık kaldırılacak!” Onlar da, bizim gösterdiğimiz hedefe ulaşmak için yediğimiz besinlerden elde ettikleri enerjileri kullanarak, hangi organdaki hücrelerin sayılarının artırılacağını, hangilerinin hangileri ile hangi oranda işbirliğine gideceğini kararlaştırarak, kaslarımızdaki hücre sayılarını artırırlar. Bu nedenledir ki, beynimizdeki her bir hücre on binlerce farklı faktörü değerlendirip, tek bir sonuca varır ve bunu diğer bir hücreye aktarır; o hücre o sonucu alır ve kendine gelen diğer binlerce bilgiyle birleştirerek, bir sonuca ulaşır ve bu sonucu bir diğerine aktarır, vs.. Yani bedenler, trilyonlarca hücrenin daha rahat bir duruma ulaşabilmeleri, doğadaki değişim dönüşümlere kendilerini uyumlu hale getirebilmeleri için oluşturulmuş ortaklık sistemleridirler. Bu ortaklığın kuralları milyarlarca yıllık karşılıklı çabaların sonucu ancak oluşturulmuştur ve bu nedenle de bu çekirdek denilen özel bir odada koruma altında tutulmaktadır.

Bedenlerimizi oluşturan hücreler canlı ve bilgili, peki, ya onlar bu canlılıklarını nerden alıyorlar?

Canlılık enerji demektir, çünkü enerji hareket ettiren faktördür ve hareket canlılıktır. Şimdi enerjinin kökünü, kökenini araştıralım. Göreceğiz ki, enerjinin kökenindeki varlık ölü değil, canlı, çevresini algılayan ve topladığı bilgiye göre davranışını belirleyen bir varlık!

İsmet Gedik-Hücre Yapısı

devam edecek

1 Yorum

  1. turan says:

    Bir üst sistem ile bir alt sistem nasıl haberlesiyor? Neden mesela kol kasları kendi başına bir üst sistem oluşturup istediğini yapmıyor da o emirleri beyin hücrelerinden alıyor. Çoklu görev gören beyin nasıl o çeşitli enformasyonlari birleştirip tekli bir düşünce (emir) haline getirebiliyor? (Nörolojide buna bağlanma problemi deniyor)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir