Halka açık en uzun sahil

Ünlü 9 km halka açık deniz kıyısı park alanından yürüyüşe başladım.

Her yer pırıl pırıldı, bayram kalabalığına rağmen.
Sağ yanımda dağ ve orman sol yanımda deniz, yürüdüğüm yer temiz, oh hepimiz hepimiz 🙂
Akşamüstü güneşi ve tatlı esen rüzgarharika, hiç yorulmadım, gittikçe gidesim var.
Burası gerçekten bir cennet, ucuz, doğal, insanları nazik, güzel, iddiasız.
Sonunda mavi bayraklı plajına vardım. İnsanlar ailecek öyle bi eğleniyorlardı ki, çocukluğumun plajları geldi aklıma. Sonra bu fotoyu çektim telefonumla, orada oturan dede nine torunlar bana dönüp anlayışla ve şefkatle baktılar, beni turist sandılar (e koca kadınlar sırt çantası takmaz ne de olsa) ben de bozuntuya vermedim en güzel gülümseyişim olmasını ümid ederek baktım.
Fethiyede yaşadığım yıllarda (tabi daha gençtim) çarşılarda dolaşırken esnaf arkamdan almanca ingilizce laf atardı ben de gülüp geçerdim ama aradan üç sene geçti ben hala yaz kış oradalarda dolaşıyorum hala bu durum devam edince

bir gün bi tanesine dönüp yahu ben buradaoturuyorum üç yıldır deyiverdim ve ondan sonra laf atmalar kesildi. Gerçi bi şey satın alacağımda hala turist fiyatı söylenirdi :))) Sonraki dört yılda öyle geçti. yedi yıl… Dile kolay. Tibette değil ama benim için nerdeyse öyleydi.
Günaydın frekanslarrr, iyi bir bayram dönüşü olsun, olmuştur dilerim. Ben bayramı en uzun sahili yürüyerek kapattım. Az önce kahvemi içerken nedir bunun anlamı diye sordum kendime. Kendim de bütünlüğümün aldığı keyif diye cevapladı. Eh iyiymiş o zaman dedim 🙂
Hazır Karamürsel fotoları, ve bahsi geçmişken buralarda yaşamakta olan sanatçı, yaratıcı, oyuncu ve dalgacı kişilerle tanışmak görüşmek istediğimi de ilan edeyim 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir