Görüş Belirtmek?

Bazı insanlar görüşlerini, başkalarının fikirlerini kötülemek yoluyla belirtirler. Bazıları bağımsızca kendi görüşlerini belirtir. Bazıları da başkalarının fikirlerini desteklemek yoluyla kendilerini beyan eder. Tabi bir de hiç görüş belirtmeyenler var. Bu insanlık yöntemlerinin gerisindeki motivasyon ya da sebepler nedir dersiniz?

Zeynep A bence bu kişiye özel yöntemler değiller her insan bunların tümünü ve daha fazlasını zaman zaman kulanır..o an ki boşluk neyi gereksiniyorsa hangisini seçeceğini bu gereksinim (ihtiyaç) belirler..
Sibel Atasoy Doğrudur ancak insanda bu yöntemlerden birisi her daim öne geçmiş oluyor. Ben böyle gözlemledim.
Elvan E Bazı insanlar için kendini ifade etmek bir gereklilik diye düşünüyorum.Meselâ yazarlar,ressamlar,heykeltraşlar.Bilgi ve duygu birikimleri o kadar yoğunlaşıyorki ifade etmeksizin duramıyorlar..Sıradan insanlar içinse ilgi ,merak ,birikim alanlarına uygun mecralarda görüş bildiriyorlar bence..

Zeynep A bence o dahi dönemseldir..başka fikirleri kötülemek o insanın daha birliği ve herkesin otantik varlığı ve yolu olduğunu henüz bilmediği ve saygı duyamadığı dönemine rastlar ve bu kendi otantikliği ve yolunun otantikliğini kavrayamadığı ve bunların hiç birinin bir diğerine üstünlüğü olmadığını kavrayamadığı dönemine denk gelir ve bunu öğrenmesi için oradadır.. Bağımsızca kendi fikirlerini belirtmek otantikliklerinin farkındalığı ile ilgilidir..lakin her konuda otantikliğin farkındalığı hemen gelişmeye bilir..bu durumlarda bazen başka fikirleri onaylarken kendini keşfedebilir..görüş belirtememektede bence sakınca yok o da izleme demlemlenme süreçlerinde hepimize olabiliyor gibi geliyor bana.. bence sıradan insan ve sıradan olmayan insan yok..farkındalık düzeyleri var ve hep beraber muhteşemiz..avamın havasa havasın avama muhtaç olması gibi aslında havas ve avam yok..herkes kendi rolünü elinden gelenin eniyisi olarak icra etmesi var..

Halim Ve de Selim yılın sorusu:)
Elvan Emekli ‎+,- ve 0 ; yüklerine göre de hareket ediyor olabilirler..
Sade Basit bir durumla ilgili çeşitli bakış açıları olabileceği temelinde hareket ederek duruma yanıt verme alışkanlığı olmadığından , bana -sana ait bakış açısı olarak fikirlerle özdeşleşme kök nedendir diye düşünüyorum…Diğer bir sürü alt nedende çeşitlenip somutlaşssa da…
Hanife A ‎0-6 yaş diyorum:)
Sade Basit ‎0-6 yaşda bahssettiğm alt nedenlerin zemini olsa gerek diye düşünüyorum..Çocuk ayrı ben-ben-öteki bilinci ile bunlarla özdeşleşiyor ve bu durum yetişkinlikte de sürüyor. Bu nedenle ben yeni dünyada çocukulara sen beden-zihinden ibaret değilisin..seni bir isimle çaığırıyoruz ama bundan ibaret değilsi diyelim demiştim…Çocukta ben-im-var olanım ..şeklinde çoşku ve doğal neşe ve yaratıcı ifade .zamanla ben ayşeyim-ben aliyim..ben şuyum..ben buyuma dönüştükçe saf- varoluş hissi kimlikleşmeye gidiyor..Ve yetişknlikte de devam ediyor. ondan sonra gel veçhe -git veçhe..o oldu..bu oldu…bana oldu…sana oldu….sorunu kaynağında halletmek babında:))))
Aşkın Vezir Ben Ayşe’nin görüşlerine katılıyorum…Ve böylece “başkalarının fikrini destekleyen” grubuna dahil oluyorum..:))))
Elvan E Motivasyonunuzu da açıklarsanız, çorbada tuzunuz olsun Sayın Vezir :)))
Aşkın Vezir Söz konusu seçeneklerin hepsi hepimizin kullanmakta olduğudur..Konuya,ortama,yetkinliğimize ve bunlara paralel olan cesaretimize (red/kabul görme) göre değişir tepkilerimiz.. Başkalarının fikirlerini kötüleyerek verilen tepki,aslında karşısına konulacak alternatife fikri düzeyde hazırlığın olmadığı,bireysel düşüncenin “o olmasın da….” biçiminde yansımasıdır..

Başkalarının fikirlerine destekle verilen tepki ise yine kendi özgünlüğüne sahip olmamak olabilir.Veya sonra eklenecek her sözün mevcut cevabı eksilteceği de düşünülmektedir.
Hiç bir görüş bildirmemek “sükût ikrârdandır” denilse de,bence b/ilgisizlik durumudur..
Bütün alternatiflerde olumlu zaman/ortam bulunduğunu varsayıyorum tabi ki.
Selime K bir ümitsizlik olabilir, kendi fikrini beyan etse dahi karşısında bir değişiklik yada katkı oluşturamayacağına dair..yada yukarıda da belirtildiği gibi b/ilgisizlik olabilir…
  • Elvan E Dile getirilmeyen görüşler bir değişiklik yaratmıyormu?
  • Gülşen G yaşamı nasıl algıladıkları ile alakalı sanırım genel anlamda yani nasıl algılıyorlarsa o şekilde ifade ediyorlar.. özel anlamda da çocukken yaşadıkları travmalar etkili olabilir.. her bireyin kendine has sebebi/leri vardır..

    Sibel Atasoy dile getirilmeyen (sesle ya da yazıyla) görüşler şişkinlik yapar

2 Yorumlar

  1. ibrahim says:

    Aşık olur duygularınız çoşar şelale gibi. Durmadan şiddetle akmak ister duygular; davranış veya kelimeler ile.KARŞILIK BULAMAZ iseler,set çeker engellersiniz duyguları.O da beraberinde tahribatları getirir.Bazı insanlar için düşüncelerini aktarmak ,aşk dugularına benzer. Mutlaka ifade edilmek zorunda karşılık bulamaz iseler dahi.
    “Aşık olmuştum sevdiğime şiir yazıyordum.Birden kalem farklı yazmaya başladı-Hepinizden nefret ediyorum.-Güzel duyguların arasına birden böyle bir cümlenin çıkması beni şaşırtmıştı.Olumsuz duygularımızıda ifade etmeliyiz.

    1. says:

      Evet katılıyorum. Bazılarımız küçükyaşta anneden farklı şey görmüş oluyoruz ve belki bu sebepten başkalarını incitebileceğini ya da kendimizi tehlikeye atacağını sandığımız şeyleri söylemiyoruz fakat tabi ki söylenmeyen her şeyin sonuçlarıyla da yüzleşiyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir