Gezgin şifacılara hatırlatmalar 4

Tibet’in tantrik mistikleri düşüncelerin ‘maddesine’ tsal adını vermekte ve her zihinsel eylemin bir gizemli enerjinin dalgalarını üretmekte olduğunu ileri sürmektedirler. Onlar, tüm evrenin zihnin bir ürünü olduğuna ve tüm varlıkların kollektif tsal’ları tarafından yaratılıp, canlandırıldığına inanmaktadırlar. İnsanların çoğu bu güce sahip olduğunu bilmemektedir, diyor Tantristler, çünki sıradan insan zihni, “büyük okyanus tan ayrılmış ufak bir gölcük gibidir.” Yalnızca büyük yogilerin zihnin daha derin düzeyleriyle ilişki kurabildiği ve böylesi güçleri şuurlu olarak kullanabildiği söylenir, bu amaca erişmek için yaptıkları şeylerden biri de diledikleri yaratıyı sürekli olarak imgeleme çalışmaları yapmaktır. Tibet’in tantrik metinleri, bu gibi amaçlar için oluşturulmuş imgeleme çalışmaları ya da “sadhana”lar ile doludur.
Lemuryan Huna felsefesinde yani bizim odaklandığımız gezgin şamanın yolunda bu maddeye AKA ismi verilir; yansıma-ayna-gölge-öz anlamları olan bu sözcük fiziksel evrenin temel maddesidir ve tüm gerçeklik düzeylerinde, eterik ya da soyut diyebileceğimiz düzeyler de dahil varlığın biçimlenmesindeki temel maddedir. AKA’nın biçimlenmesine olanak veren ise No’onoono yani Bilincin Makaku ve Laulele özellikleridir, özetle buna Amaçlı Yaratıcı İmgelem diyoruz.
Demek ki AKA’yı harekete geçiren No’onoono dur ve onu MANA ile doldurmak suretiyle değişik düzeylerde görünür kılar. Haipule konusunu hatırlayınız sevgili preshamanlar. Aloha

*

Eleştiri sadece stres yaratır. kendinizi mi başkalarını mı eleştirdiğiniz ya da eleştirildiğiniz KU’nuz açısından hiç fark etmez (kent şifacıları bunu çok iyi bilir). Bazıları yapıcı eleştiri hakkında ne düşünüyorsun diye sorar; hiç farketmez :))) yapıcı eleştiri normal eleştiri içine bir özür sokmaktan başka şey değilidir. Astım, alerji, çeşitli soğuk algınlıkları, baş ağrıları, artrit hep eleştiriye verilen tepkileridir. Aloha

*

%1 keyfilik, %99 inancın oyununu bozar 🙂
Velakin %99 inancı olmayan, 3B arsasına kendi oyununu kuramaz, kurulu oyunların halkı olur.(şüphesiz ki daha az inanç oranıyla 3B dışındaki arsalara oyun kurabilirler)
%1 keyfilik, şamanın sırrıdır işte. Buna Toltekler denetimli deliliğin şartı, Ra bilgileri gezginlerin hayat şansı, bilimciler faydalı şüphe derler. Bu yüzdebiri kaybettiğin an, tüm önceki bilgilerini ve niyetini unutarak inancın gerçekliğine gömülürsün. Ne zamana kadar? Aklın başına ne zaman gelirse 🙂
*
Aslında her insan hayatının belli dönemlerinde kendini anlatma telaşına girer, bazılarında uzun sürer. Bunun sebebini söyleyeyim mi? Bu sırrı iyi saklayın ama 🙂  İnsan sadece boşluktayken bunu yapar! Bir şeylere odaklandığımızda kendimizi anlatmayı keseriz. Boşlukta sessizce süzülmek ise daha pek bizim harcımız değil, genç bi gezegenin çok genç insanlarıyız, bebeğiz daha.
*
Eskiler “ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun” derken bu ahlakla ilgili değildi, tam da şamanik (kuantumsal) bir öneriydi; çünkü duyabilirseniz onu anında değiştirmeye de muktedir olursunuz. Aloha

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir