“Kafamızda gez gez dur” demişim ya (Çetin Altan’ın yazısına), az önce yürüyüş yaparken başıma gelen ilginç olayı anlatmam şart oldu:
Hızlı hızlı sahile doğru yürürken sağ tarafta “dikkat… fındık” diye bi tabela ilişti gözüme. Fındık diyarından yeni dönmüşüz ya birden dikkatimi çekti ve fren yapıp tabelayı yeniden okudum, şöyle yazıyordu: “dikkat! Özel araç çıkabilir” !!! Haydaaa… Fındık bunun neresinde, hani insan benzer bir harf ya da kafiye bulur da uydurur, bu nemenem bi uydurmadır, şaştım kaldım. Bi kaç dakika daha yürüdüm, kafam harıl harıl sebep arıyor, “fındık” kelimesini gözümle görmediysem bile kulağımla apaçık duyduğumdan eminim! düşün düşün veeee buldum tabi, çok komik hem de! Tam o anlarda elimle saçımı düzeltmiştim, burnuma elime sürdüğüm kremin kokusu gelmişti ve krem yoğun bir fındık kokusu içeriyordu!!! Demek ki o anda zihnim “fındık” demiş ama ben tabelada fındık okumuşum! Çok uzun zamandır gözümüzün aslında kör olduğuna dair yazarım, bu olay da kanıt gibi oldu 🙂
Gez göz arpacık
Kafamızın içinde sürekli tanım yapan ve üstelik bunu gayet belirgin bir sesle kulağımıza üfleyen ses! Sanırım işte bu ses, Don Juan’ın ivedi olarak susturmamızı istediği; “iç ses” olsa gerek.