Enerji vampirliği

Bu konu epeyce merak uyandırdı, zaten vampir filmleri de prim yapmıştır hep :))))

Bu konudaki görüşüm oldukça basit aslında.

Şimdi diyelim ki A kişisinin başına acı bir olay geldi (çok rastlanan bir durum, hepimizin başına değişik düzey ve sıklıkta geliyor bunlar), bu, A’nın bedeninde bir yara açılmış da oradan kan kaybediyor gibi oluyor; çünkü aslında A’nın duygu bedeni yara almıştır ve o kesikten enerji kaybetmeye başlamıştır.

Bir yeri kesilen kişinin acil müdaheleden sonra kanı pıhtılaşır ve durur. Tıbbi olarak böyle. Aynı müdahele, A’nın üzüntüsüne o anda destek olmak isteyen kişiler tarafından yapılır, ona bir süre destek çıkılır. Bunun manası gönüllü kişiler kendi enerjilerinden ona takviyede bulunurlar. Bu son derece normal. Bugün sana yarın bana demişler!

Normal olmayan kısmı bundan sonra geliyor. Diyelim B kişisi aynı durumda duygu bedeninde kabuk bağlamış yarayı göz ucuyla takip edip, acının kendinden uzaklaşmasına izin verirken, bizim vampir A, (bilinçsiz olarak tabii) yaranın kabuk bağlamasına hiç izin vermiyor, her aklına geldiğinde onu kaşıyor ve yeniden kanatıyor . Sevgili hocam Gurdjieff; insanların en zor vazgeçebildikleri zevkleri değil acılarıdır der. Gerçekten de yara kabuğunu kaşımak garip bi zevk/sızı verir. Hem de bu tat başka hiç bişeyden alınamaz sanıyorum.Çevrenize şöylece bir göz gezdirin bunu kolayca onaylayacaksınız.

(Oysa iyileşen derin yaralar tıpkı ameliyat izi gibi şık bi işaret bırakırlar, onları çok severim, gazilik nişanı gibi!)

Yarasını kaşıyarak sürekli kan/enerji akıtan kişi, kendisine gerekli günlük enerji miktarını toparlayamaz hale gelir. Kasa giderek açık verir ve artık A kişisi, her an herkese acısını tekrar tekrar anlatmaya başlar. Durum kronikleşmiştir; çünkü bu seviyeden sonra A’nın kendi başına o büyük açığı (iflas durumunu) kapatması olanaksızdır. Bu açığı rastladığı her insandan çekmeye başlar. (Aslında bir zamanlar Türkiyenin de yapması gerektiği gibi moratoryum ilan etmeli ve acilen bir psikiyatrist kontolüne girmeli, başka enerji takviye yolları bulmalıdır.)

Bazıları bunu bezdirici şekilde konuşarak yaparlar ki, onları insanlar daha ikinci kezinde tanır ve yanlarına yaklaştırmazlar. Fakat bir de bunun gizli yapılanı var; kişi acıyı anlatmaz fakat mimikleri ve vücut dili ile bunu talep eder. Eminim hatırlayacaksınız, bazı insanların yanında sebepsiz uyku, üşüme, gereksiz esnemeler gelir üstümüze. Ne olduğumuzu anlayamayız! Sebebi gayet basit enerjimiz emilip yer değiştirmiştir.

Ha diyeceksiniz ki; “ne olmuş yani, sonuçta devlet malı yer değiştirdi!” . O da doğru, bu sizin bileceğiniz iş. Siz bilin de, gönüllü verin yine.

Bir enerji vampiri ile aynı evde ya da aynı işyerinde, yakın düzeyde bulunmak, eğer kendinizi korumazsanız, sizi ölüme kadar götürür. Tabi önce hastalandırır.

Bu konuda ancak kendi gözlem ve uygulamalarım sonucu edindiğim tecrübeleri söyleyebilirim. Eminim herkes de kendine göre bi yol bulmuştur/bulacaktır.

Bir enerji vampirini hemen tanırım ve enerjimi bilerek isteyerek kendimi hasta etmeyecek kadarı ile veririm. Hem arada kan vermek bünyeye iyi gelir.

Yukarıda da söylediğim gibi bu kişi çok yakınınızsa, kaçınmanız çok zor; çünkü hem mekan müsaade etmez, hem de vicdanınız. (Çünkü onların bir çoğu bu kolay yönteme/vampirliğe alışmış olduklarından tıbbi destek almayı da istemezler). Bu durumda eğer ilginizi çekiyorsa Reiki vs gibi kozmik enerji takviyesi alın ve ona da aktarın derim. Bu arada özellikle çam, köknar olmak üzere ağaçlar, kendilerine gerekenden çok enerji ürettikleri için sık sık onlara sırtımızı dayamak da yararlıdır.

Benim deneyimlerim bu kadar. 🙂

Yeri gelmişken şunu da ilave edeyim; Duygu ve düşünceler canlı varlıktır. Ancak var oluşları için gereken enerjiyi kendileri üretemezler. Onları göğsünüze ve başınıza ince bir kordonla bağlı baloncuklar gibi düşünün. Onları siz yaşatıyorsunuz, sizin enerjinizle varlıklarını sürdürüyorlar.

Bu enerjiyi aslında daha önce ele almış olduğumuz ERK konusuyla birleştirmekte yarar var. Size ne kadar çok baloncuk bağlıysa, sizin şu andaki iradeniz/erkiniz o derece azalır, çünkü enerji şu anın dışına, aslında var olmayan bir alana transfer olur, yani geçmişe ve geleceğe.

Çok sevdiğim bir arkadaşımın da sık sık dediği gibi; AN da sakin olalım.

2005.Günlükten

Anasının Karnından Dizisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir