Egemenliğimi ilan ediyorum.

Uzlaşmak şaraba su katmak gibidir. Bunu niye isteyesiniz ki? Uzlaşmalar, size anlaşma yaptırdı – gölge düşürdü,  sizi zayıflattı, sizi diğer insanların gündemlerine ve isteklerine bulaştırdı. Bazı insanların “Hayır, iyi bir uzlaşmacı olmak zorundasın” dediğini biliyorum ama kendinle değil, kendinle olmaz.

Bu diğerlerinin değerleri ve fikrine saygı duymamanız anlamına gelmiyor. Bu, sizlerin yanı sıra, bu gezegende başka varlıkların olduğunu anlamayacağınız anlamına gelmiyor. Bu sadece, değerlerinizden, tutkunuzdan ve arzularınızdan ödün vermeyeceğiniz anlamına geliyor. Hem de hiç. Bu eğlenceli.

…sizi geride tutan şeylerin %95’i size ait değildir. Onlar ilişkilerden, dışarıdan, kitle bilincinden ve geri kalan şeylerden gelmekte ama size ait değiller. Hadi bu yılı, artık eski ilişkileri istemediğiniz bir yıl olarak yaşayalım. Her ilişkinin, yeni bir biçimde başlamasını istiyorum. Eski ilişkilere son.
Biri –siz- egemenliğinizi ilan ettiğinizde ne olur? Ve bunu gerçekten kastettiğinizde. Bu hissiyatınız ve tutkunuzla yapılır. Zihinsel mantra sözcükleriyle değil. “Artık köle olmaya son. Bu kadar.” dediğinizde bunu ilan ettiğinizde, o da aynı türden tutku ve şefkatle gelir.
Neden herkes bunu yapamıyor? Bana çok basitmiş gibi geliyor. Bana gerçekten çok basitmiş gibi geliyor. Neden herkes bunu yapmıyor? “Egemenliğimi ilan ediyorum. Egemenliğimi geri istiyorum.” Buradan yüksek sesle ilan ediyorum.” Birileri “Ben egemen olarak yaratıldım ve şimdi egemenliğime geri dönüyorum.” diyor. Bu kadar kolay. Böyle. Neden bunu yapmıyoruz?

Ruh(Spirit), – ki o aynı zamanda sizsiniz- büyük sevgi şöyle dedi – Ruh(Spirit) gerçekten bunları söyledi– ona bir de bu şekilde bakın, Anne/Baba Tanrı ya da eril/dişil  – ama Ruh(Spirit) şunu dedi, “Kendimi o kadar çok seviyorum ki, kendimi tekrar ve tekrar yaratmak istiyorum. Kendimin tekrar tekrar aynasını istiyorum; ama onların her biri, egemen olacak. Yarattığım benlerin ebeveyni, ben olmayacağım. Kontrol etmeyeceğim çünkü sonsuz sevgide kendime, kendi yaratımıma bütün özgürlüğü vereceğim.” Ve de öyle oldu. Her an, her gün kendine aşık olan Tanrısınız. Kötü deneyimleriniz ya da kötü diye tanımladığınız olaylarda bile, bu sadece bir deneyim. Sevgi denen bu şeyi anlamanın başka bir yolu.

Böylece egemen ve basit yaratıldınız. Ve sonra da, herhangi bir sınırlama ve kural olmadan ilerlediniz çünkü hiçbir kural olması gerekmiyor. Sizi eve geri çekecek hiçbir ip yok. Bu sevgidir.

Şimdi, ilginç bir şekilde, Ruh(Spirit) bunu o zaman bilmiyordu. Bunun sevgi olduğunu anlamıyordu ama bu arzuyu, bu tutkuyu hissediyordu ve “Kendimi tekrar tekrar yaratıyorum” dedi ve işte siz buradasınız. İşte buradasınız,  egemen halinize ve basitliğe geri dönüyorsunuz. Büyüye geri dönüyorsunuz.

Biraz zorluyor tabi. Pek çok yaşamlık programlama ve yapıyı ve çok güzlü hipnoz etkisini geride bırakmak zorundayız. Ama her güldüğünüzde, her gülümsediğinizde birazcık daha fazlasını salıveriyorsunuz. Böyle her toplanmamızda – bir grup Tanrı her gün kendilerine âşık oluyorlar – birazcık daha serbest bırakıyorsunuz. Biyolojinize fazla yük bindirecek hiç bir şey yapmıyorsunuz çünkü yaşam sevginiz nedeniyle, hepiniz burada kalmak istiyorsunuz. Biz – siz – bu bedende kalabilesiniz diye biyolojinizin kaldırabileceği kadarına, bir düzeyde tüm bu izni veriyoruz. Ne güzel bir yaratım. Her kahkaha attığınızda, her gülümsediğinizde, egemenliğinize biraz daha fazlası geri dönüyor.

Bazen kendi kendinizi dinleyin – fikirlerin etrafındaki yalpalamayı, kararsızlığı. Kendinizi dinleyin, spiritüel gevezeliğinizi. Böyle yaparsanız sıkıntıdan kendinizi öldürürsünüz. Ciddiyim, çok fazla laf kalabalığı var. Artık yeter! Artık onu, bu kadar basit tutmanın zamanı. “Egemenliğimi ilan ediyorum.” Bu kadar. “Egemenliğime izin veriyorum. Ben egemenim.” Bu kadar basit.

2 Yorumlar

  1. Emrah vatansever says:

    Ocak ayında bu yazı sizden bana veya bizlere armağan. Yüreğinize sağlık…

    1. says:

      Tesekkurler, anlasilmak guzel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir