Dünya Anneciğim

Yeşil gözlerim olsun isterdim, bakınca yosunlu deniz dipleri gibi şefkate boğayım

Ve dahi bana akan her şey önce yeşile boyansın, değince gözbebeğime

Etlerim ayrılsın bölük bölük dökülsün,  çürüsün

ve fırlasın gece mavisinden daha mavi bir kristal içimden

kahkahaların yeşil yılanlar gibi taçlasın başımı

üzerinde altından ince ince kakmalar olsun,

dünyanın başına gelen en güzel şey olsun.

Altın yıldızlar uçuşsun sedef rengi krallığında

Öl de öleyim, bırak ki teslim olayım.

Müjdeler olsun ey krallık bir prenses doğdu, minicik ayaklı

Güzel bir kız, hadi gülün ona, sevginize bulayın.

Pembe sedeften kanatlarını koy başımın üzerine

Silkele üzerindeki altın tozlarını, bak bana içinde kızıl balıklar uçuşan

Buz grisi gözlerinle

Okşa beni, öp beni, sev beni yıkansın nefesinle ruhum

Hadi yeşil gözlerime gir, altın selleri gibi

Eşsiz varlığınla kamaşsın gözlerim

Göğsümün üstünden bir çiçek fırlasın gökyüzüne

Yeşil şimşekler çaksın billur krallığında

Öl de öleyim, bırak ki teslim olayım.

Müjdeler olsun ey krallık bir prenses doğdu, minicik ayaklı

Güzel bir kız, hadi gülün ona, sevginize bulayın.

Benim yurdum, kristal buz parçalarından yapılmış

Görkemli sarayların nergis kokan koridorları

Yüksek tavanlarında çınlayan elmas kahkahaları

Altın banyolarda yıkanır ağırlıksız ruhlarınız

Ah o teninizin yumuşaklığı! Nasıl özledim bilseniz ayrı düşeli

Bir kez daha öpeyim müsaade ediniz

Defne yaprağı tacınızdan Dünya anneciğim

Tez sofralar kurulsun şölenler açılsın gönlümün krallığında

Doğmadım ki nasıl ölüm dileyeyim?

Müjdeler olsun ey krallık bir prenses doğdu, minicik ayaklı

Güzel bir kız, hadi gülün ona, sevginize bulayın.

BKÖ-sa

28.10.2004

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir