AN, KAN VE İZAN

Dışarda/içerde bi kıpırti var, kesin olan budur, siz ister anlam verin ister vermeyin.

Muhtelif yerlerde yaptigim konuşmalarda, seminerlerde aslinda hic hesaplanmamis sekilde ama bi şekilde iç ve dışın nasil oluştugunu anlatmistim, bana hoş gelen ve basit bi örnek yardimiyla bu aciklama mutlaka yapilmistir, arkadaslarim dinleyenlerim bunu hatirlayip gülümseyecekler. İç ve dış ayrımınin soyut olarak olusmasina ilaveten somut ayrişmayi sağlayan fizik bedenin, genlerin ve biyolojinin etkisini de göz ardı etmemek gerekiyor. Tabi doğduğunuz AN saniyesi saniyesine ve başlı başına bir Özdür! Ruh mu desek yoksa  Yoksa siz hala bizatihi zaman oldugunu bilmeyenlerden misiniz?

İşte o Doğum anı olan ÖZünüz, somut biyolojik kılifiniz ve soyut isim kılıfinizla icten dışa ya da dıştan içe bi yarilma yaşadiği için bu şahane dünya oyunu başlamıştı! İç ve dış olmadigini bi düşünsenize, tüm bilgileriniz bir anda ikiz kuleler gibi çöküverir  Hayir zamani gelmeden önce değil, cok nadirdir kendiliginden degil de yanlişlikla kirilivermesi yumurta kabugunun. Endişeye mahal yok 🙂

Kısaca bi AN ve KAN bütünlüğüyüz ve buna üçüncü bi oğe daha eklenir dogumdan itibaren özellikle 0-6 yaş arası çok etkin olmak üzere, ona da kafiyeli olsun diye ZAN ya da izan diyelim. Bütünlüğümüzün bu üç ögesinden her biri icin her ögretide biçok tanımlama yapılmıştır. Bence degeri en az algilanan AN oğesidir, buna ruh diyenler olabilecegi gibi, benim gibi Öz Diyenler de olmuştur herhalde. “Kendini bil” talimatlari genelde AN’ı kast eder fakat onu yerli yerine oturtabilen var midir ki, benim gördüğüm kadari ile çogu kez moral ogretilerce ZAN ile ve bilim yönü ile de KAN ile sıvanmış, netligini yitirmis şeylerle karşılaşiriz. Bir nebze rayiha için galonlarca bilgi tüketmek, karişimlari, sapmislari temizlemek gerekir.Şimdi bana böyle görünüyor, hem de gayet net olarak görünüyor. Emin olmak gerekmiyor, ben söyledim oldu :)))

Aslinda tabloya daha dikkatli baktiğimda, AN ile KANın en küçük ortak bölen uygunlugunun bir kesişimi oldugunu söyleyebiliriz. Yani AN (ruh), kendini en çok yansitabilecegi KANi isabetlemiştir! Bunlar insan büyürken birbirlerine yardim ederek maksimum bütünlüğü saglayacaklardir fakat İZAN bunu bozar! Ve bu iki öğeyi birbirinden kopararak birbirine düşman eder, böylece hastaliklar ve rahatsizliklar, kendini inkar ve içkavgalar dışa yansıyarak görünür olurlar. İzanin bu tabloyu bozmasının sebebi, kötü niyet degil sadece ANı dikkate almayişı, ona saygı duymayarak, tüm anlari bi torbaya koyup sallayışi, yani genelleme yapmasi.

Oysa o her bir an bi ruh idi, benzersiz bi ÖZ idi ve buna saygi duymaliydi, saygi olmayan şeye sevgi denmesini protesto ediyorum.

Yazının icadindan önce İZAN hikayeler, mitler, şarkı ve danslar yoluyla yol aliyordu ve nispeten bozulma orani duşüktü. Castaneda öğretisinde bir çocuğun doğum aninda nerdeyse nagual olduğunun söylenmesi boşuna degil, henüz izan devreye girmedigi ve AN, KAN ile uygun kesişmesini bozmadıği icin biricik, benzersiz ve tanimlanamaz ruhtur henüz.

Bu arada Yeşimle Bodrum Halikarnas radyoda yaptigimiz canli sohbetin konusu da bu minvaldeydi ve hatta daha aciklayici olabilir, dinlemek isteyenler icin adres: Tıklayınız

 

1 Yorum

  1. […] takınmayı bir takım sebeplerle erteleyebiliyorlar, bunların başında kontratları geliyor, AN/KAN/İZAN bütünlüklerinin çeşitli aşamalarda devam eden […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir