Depolama

Günaydınn frekanslarrr, sıcaklarla aranız nasıl?
Köşe bucak saklansam da  ne zaman gider diye gün saymaktan kendimi alamıyorum ben ne yalan söyleyeyim.
Bu arada biraz çalışıp biraz da Lame Deer Seeker of Visions kitabını okuyorum. Bir kızılderili şefinin torunu yazmış, çok ilginç detaylar var, çoğu kez güldürüyor ama gizli bir hüzün de arka planda daima var. Okuyanınız oldu mu bilmiyorum. Kültürlerimiz arasındaki benzerlik gerçekten şaşırtıcı ölçüde çok.

**

“Bir hayvanı yakalamak, yetenek, sinsilik ve yüzlerce hayvan türü hakkında ansiklopedik bilgi gerektirir. Bir avcı olmak için oldukça akıllı olmanız gerekir. On üç bin yıl önce Orta Doğu’daki
insanlar, aynı Yeni Gine’deki gibi, bulabildikleri tüm avların izini sürerek avlanıyorlardı. Fakat avcılığın en temel sorunu, yeterli yemeği bulmak için asla verimli bir yol olmamasıdır. Her bir hayvanı takip etmek zaman alır. Ayrıca bir ok ve bir yay ile avın nasıl sonlanacağını kestirmek zordur. Avcılık bu kadar tahmin edilemez olduğu için geleneksel toplumlar genellikle yiyecek toplamaya daha fazla güvenmişlerdir.”TMÇ

Toplamak da yetmedi depolamaya başladılar. Depolama yani biriktirme denen edimi dünyalılara kim öğretti?

Bir başka sorum da şu: Depolama ve yiyecek ticareti Sümerlerden önce olmuş muydu?

2 Yorumlar

  1. yasemin says:

    Nasıl da iç açıcı sorular iliştiriyorsunuz insanın aklına:)) Biriktirmek… Ama neden? Yakın zamanda cevap bulmak adına gündemimdeydi.Sıcaklarla da aramız kaçan kovalanır şeklinde:))

  2. says:

    İlle de resmi tarih demiyorsanız, depolama ve yiyecek ticareti elbette Sümerlerden önce de vardı.Kızılderililer gibi pek çok halk kış için de av etlerini güneşte kurutup saklıyorlardı. Biz göçebe Türklerde de etleri kavurup küpte saklama adeti o günlerden gelmiştir. Lemurya, Mu ve Atlantis zamanında da bunlar vardı… Bu arada, “depolama” ile “biriktirmek” sanırım aynı şeyler değillerdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir