Denetimli Delilik-İz sürme sanatı

“İz sürmenin ilk kuralı bi savaşçının(bilgelik yolunda yürüyen) kendi izini sürmesidir. Acımasızca, zekice, kibar bir biçimde ve sabırla izini sürer kendinin.

İz sürmenin dört altın gereği: Acımasız, zeki, kibar ve sabırlı

İz sürmeyi kısaca, belirli amaçlar için yeni ve özgün biçimlerde davranmak olarak tarif ediyor. Günlük işlerde insan davranışlarının tekdüze olduğunu söyler, bu tekdüzelikten ayrılan her hangi bir davranış tüm varlığımız üzerinde olağandışı bir etki yaratırmış. Bu olağandışı etki büyücülerin(bilgelik yolunda bilinçli yürüyenler) aradığı şeymiş; çünkü düzenli olarak artan bir etkiye dönüşürmüş.

İz sürmenin bir diğer adı ise “denetimli delilik” miş.

Kartalın Armağanından bu konuda öneriler:
1-İz sürme sanatının birinci ilkesi, savaşçıların savaş alanlarını seçmesidir.Bir savaşçı çevresine ilişkin bilgisi olmaksızın asla savaşa girmez.

2-Gereksiz olan her şeyi atmak, iz sürme sanatının ikinci ilkesidir.Savaşçı işleri karmaşıklaştırmaz.Yalın olmayı hedefler.

3-Olanca konsantrasyonunu savaşa girme ya da girmeme kararı üzerinde odaklar; zira her savaş, bir ölüm kalım savaşıdır.Bu iz sürme sanatının üçüncü ilkesidir.Bir savaşçı son gösterisini yapmaya, şimdi-ve-burada, hazır ve istekli olmalıdır.Ama gelişigüzel bir biçimde değil.

4-Bir savaşçı gevşer ve kendini bırakır; hiçbir şeyden korkmaz.Ancak o zaman insanoğullarına kılavuzuk eden erkler savaşçıya yolu açar ve ona yardım ederler.Bu iz sürme sanatının dördüncü ilkesidir.

5-Hakkından gelinemeyecek ters bir durumla karşılaştıklarında, savaşçılar bir anlığına geri çekilir.Zihinlerini o ters duruma takmazlar.Zamanlarını başka bir şeyle meşgul olarak geçirirler.Her şey olabilir bu. Bu da iz sürme sanatının beşinci ilkesidir.

6-Savaşçılar zamanı sıkıştırırlar; bu iz sürme sanatının altıncı ilkesidir.Bir an bile önemlidir.Bir ölüm kalım savaşında, bir saniye bir sonsuzluk, sonucu belirleyecek bir sonsuzluk demektir.Savaşçılar başarıyı hedeflerler; bu yüzden zamanı sıkıştırırlar.Savaşçılar tek bir anlarını bile boşa harcamazlar.

7-İz sürme sanatının yedinci ilkesini uygulamak için, kişinin öbür altı ilkeyi uygulaması gerekir:bir iz sürücü kendisini asla öne çıkarmaz. O her zaman olayların arkasından bakmaktadır.

Bu ilkelerin uygulanması üç sonuç doğurur:
Birincisi iz sürücüler kendilerini asla önemsememeyi öğrenirler; kendilerine gülebilmeyi öğrenirler. Başklarınca dalga geçilmekten korkmazlarsa herkesle dalga geçebilirer.
İkincisi iz sürücülerin sonsuz sabra sahip olmayı öğrenmeleridir.İz sürücüler asla acele etmezler; asla sinirlenmezler.
Üçüncüsü de, iz sürücüler sonsuz bir doğaçlama yetisine sahip olmayı öğrenirler.

42 Yorumlar

  1. Turan says:

    “”İz sürmenin bir diğer adı ise “denetimli delilik” miş.””

    Buna inatcilik da denir mi?

    1. says:

      Denmez 🙂

  2. Turan says:

    Ben de inat ediyorum: inatla kendi yolunu izleyenlere inatci denmezmi? :-))))))

  3. says:

    “kendi yolun” nedir açıklayabilirsen belki cevabı buluruz?

  4. turan says:

    Kendi yolum aslında kendimden beni çok uzaklara götürmez. Insan enformasyon yorumlayan bır varlıktır. Bu yorumu ya kendi hayatını cennete çevirir, ya da cehenneme. Insan Bu enformasyonlari akıl ile ve ya duygu ile yorumlar. Çoğu zaman Bu iki yorum arasındaki farklılık insanı mutsuz eder. Bu nedenle Bu iki yorumun uyusmasini sağlamak için yaptığımız eforlar kendi yolumuzdur. Duygu tipik sadece kendi tepkimizdir. Bu bize özgüdür. Çoğu zaman tepkilerimiz aniden kendini gösterir. Biz onlara tepki verdikten sonra anlam veririz, yanlız bu verdiğimiz anlam çok gectir. Where dengesiz reaksiyon göstermiş isek bu bize yankı olarak gelecektir ve bizi uzecektir. Bu nedenle reaksiyon vermeden reasiyonu önlemek gerekir. Işte Bu durumda herken kendini nelerin ofkelendirgini ve bu öfkenin ortaya çıkmadan nasıl yok edileceğini bilmeli. Işte bu kendi yolumuzdur.

    1. says:

      Anladığım kadarıyla tepki ve anlamlandırma arasında geçen zamanın kısaltılması hatta yok edilmesini amaçlamışsın. Bunu farkındalığı tepkiselliğin önüne geçirme çabası olarak algılıyorum. Fakat sanırım insanların çoğu zaten bunun için çabalar, mesele bunu gerçekleştirmek için ne gibi çalışma-uygulama enstrümanları kullandığındır sanırım. Farkındalık hızını artırmak için neler yapıyorsun?
      (Bu arada hepimizin ortak çabası olan bu edimin aslında ışık hızını geçebilmek ya da en az onun kadar hızlı olabimek anlamına geldiğini yıllardır söylerim. Bu ise ister istemez bizi Takyonlar ve benzerlerinin varlığıyla ilgilendimeye yönlendirir)

  5. Turan says:

    “Farkındalık hızını artırmak için neler yapıyorsun?”

    Bilgilenmeye calisiyorum. Her ne kadar bilgilenmek istenmedik reaksiyonu önlemese de insan yine de o reaksiyon ortaya cikmadan cikabilecegini fark ediyor, cünkü volkan gibi insani ici kayniyor. Bilgilenmek gercekten “volkan patlamasini” önler mi? Ilk önce hayir, ama insan volkanin patlayacagina sürekli dikkat ettiginde volkan patlamadan patlayacaginin farkina variyor. Pekala patlamayi önlemek icin ne yapmali? Ya o ortamdan ayrilmali ya da baska yöntemleri denemeli. Ben henüz ikinci yöntemi kesfedemedim. Senin bu konu hakkinda deneyimin var mi?

    1. says:

      Peki volkan patladıktan ne kadar süre sonra mutedil hale dönüyor sende?

  6. Tura says:

    Volkan patlamasina bagli ama en fazla bir gün sürüyor. Ondan sonra cabuk kendime gelebiliyorum. Sence bu zamani daha kisaltma imkani var mi? Veya volkani patlatmamak?

  7. Turan says:

    Volkan patladiktan en fazla bir gün sonra yine kendi kendime geliyorum, cogu zaman anlik oluyor, farkina varmama ragmen önlemek ilimde olmuyor. Belki de senin bu konuda deneyimin vardir?

    1. says:

      Bir gün oldukça iyi bir skor:) Yani doğru anladıysam, volkan patladıktan bir gün sonra yeniden nötrkonumuna geliyor ve volkanın patladığı olay veya kişiye karşı bir kızgınlık ya da başkabir duygu hissetmiyorsun öyle mi?
      Öyleyse, volkanın muhatabı hakkında ne hissediyosun? Ne düşünüyorsun bir gün sonra?

  8. Turan says:

    Volkanin patlamasi benim yetkin olmayisimdandir. Bu konuda daha atacagim cok adimlar var. Volkan patladiktan sonra tutumum karsimdaki kisinin durumuna baglidir, eger karsimdaki kisi iyi niyetli degilse onunla irtibati keserim, yanliz kizgin oldugumdan degil onun niyetini fark ettigim icindir. Eger karsimdaki kisi iyi niyetliyse bu patlamanin sadece bir anlik oldugunu bilirim ve o yükü beraberimde tasimam.

    1. says:

      Anlıyorum. Yükü beraberinde taşımazsın, bu güzel. Peki volkanın neden patlamış olduğunu irdeler misin kendi içinde? Yani sebep arar mısın?

  9. Turan says:

    Nedeni cogunlukla o zaman baska cikis yolu göremedigimden kaynaklaniyor. Insan kendini tek bir yola kosullandirdigi zaman kendini caresiz görüyor. Baska bir yol denemek icin bir kac dakika bekleyip fantazimizi gelistirmemiz gerekiyor. Benim noksanligim caresizlikte yatiyor.

    1. says:

      Herhalde soruyu iyi şekillendiremedim. Herkesin volkanı çaresizlikten patlar zaten. Her şeyi hemen en yüksek seviyeden sınıflandırıyorsun. Çaresizlik olabilir ama her patlamada o çaresizliğin gerisindeki detaylar nelerdir diye onu araştırıyor musun? Bulguların olursa onları gidermek için herhangi bi faaliyet içine giriyor musun?
      Böylesine detaylı sordum ama cevaplarını değil yöntemini öğrenmeye çalıştım. Muhtemelen duygu merkezi tanımlı bir insansın ve volkanın patlamasına hiç bi zaman çare bulamayabiliriz ancak farkındalık süresi bir günden aşağı düşebilir, sabırla ve titiz bir iz sürme ile. Eğer doğum bilgilerini bana gönderirsen Yaşam Chartına bakayım, belki haddim olmayarak bi iki küçük şey söyleyebiilirim 🙂

  10. Turan says:

    Ben herseyin giderilebilcegine inaniyorum, belki de patlamalarin kaynagi kullandigim kelimeler olabilir, yani benim yanlis anlasilmam. Bundan de kendim sorumluyum. Ama insan yine de kiziyor iste.

    Özel bilgileri buradan aciklamak istemiyorum. Özelden gönderiyorum simdi.

  11. says:

    Bu yazıdaki “savaş” kelimesini; verdiğin her kararın uygulaması olarak açılımlasak sanırım daha iyi fikir verecek.

  12. İbrahim says:

    Kavramlar…kavramlar..tadı tuzu yok..beynim sulandı bir iki yazınızı okuduğumda…gidin balıklara ekmek atın..

    1. says:

      Arada atarım, siz de atın 🙂 Herkes elinden geleni yapsın, buna anlamadığı için kızanlar da dahil.

  13. İbrahim says:

    Bu faaliyeti Turan arkadaşımıza önermiştim.
    Buradaki okumalardan çok daha faydalı olabileceğine inanıyorum..Burada yazılan şeyleri küçümsemiyorum.Burada yazılanları da anlıyorum.Sadece kavramlar üzerinde düşünmek sorunu çözmüyor.

  14. says:

    Ah işte her şeyi belirleyen o mucizevi kelimeyi kullandınız: sadece!
    Sadece yapılan bi şey , sadece bi şeye yarar her şeye değil. Yani katılıyorum söylediğinize.
    Anlamadığınızı sizin şu sözünüz “beynim sulandı bir iki yazınızı okuduğumda”üzerine söylemiştim, çünkü anladığınız şey beyni sulandırmaz, tersine şevk ve onaylama hissi, sevinç verir 🙂

  15. says:

    İlaveten, anlamamak hatta bilmemek de hiç fena bi şey değil. İnsan bilmeden de pekala huzurla yaşayabilir 🙂

  16. ibrahim says:

    Daha önce görmüş olduğum bir rüyayı kısmen yorumlayabildim.Geri kalanında bana yardım edebilir misiniz _?

    Rüyamda çok güvendiğim arkadaşım ile bilgisayar başında yazışıyorduk.Bana Afrikadaki ümit burnu nu işaret eden bir resim gönderiyordu.
    Ondan sonra başka bir iş arkadaşımla birlikte ümit burnu ile gösterilen yere gidiyorduk.Bizi askeri kıyafetli kişiler alıp arabaya binip yol aldık.Arkadaşım yarı yolda indi ben devam ettim.Çarşı gibi olan bir kalabalığa yaklaşırken arkamdan tanımadığım iki erkek, arkadan ellerime beton yapısında ve gri bir flüt verdiler.Bir iki adım ilerledikten sonra flüt bir tavuğun ağzında , çok nefesli ülüyordu.Bir iki adım daha attıktan sonra bir sürü,irili ufaklı civcivle ayaklarıma dolanıyorlardı.Bende ayaklarımla onlara zarar vermeden iteliyordum.

    Bana flütün ne anlama geldiğini yorumlar mısınız ?

    Şimdiden teşekkür ederim.

  17. İbrahim says:

    O an ki ruh hali ile yazdım.Özür dilerim.

  18. says:

    hayrolsun. Normalde flüt nedir ne işe yarar?
    Bir de flüt size verilmişken tavuğun eline nasıl geçti?

  19. Turan says:

    Rüyadaki son olayda gecen birsey bir sonraki olayin baslangici olmus. Rüyadaki gecen olaylarin anlami ya cok etkilendiginiz olaylarla ilgilidir, ya da hic birseyle.

  20. İbrahim says:

    Okuma ve düşüncelere daldığım zaman ilginç rüyalar ve normal olmayan olaylar yaşadığım olmuştur geçmişimde.Jung’un bir kitabını okuduktan sonra gördüm bu rüyayı.Rüyada yolculuk yaptığım arkadaşım ile aynı dairede görev yapıyordum.İkimizinde tayini başka bir şehire çıktı.Şimdi bu şehirde çalışıyoruz.Arkadaşımın ailesi evlenmesine karşı çıkıyordu ve bende evlilikte sorunlar yaşıyordum.Afrikadaki ümit burnu, bizim tayin olduğumuz şehri yani yeni bir başlangıcı işaret ediyordu.Arkadaşım evlendi.Ben ise yoluma devam ediyorum sorunlarımla birlikte.Tavuk ve civcivler kadınları simgeliyordu.Flütün tavuğun eline nasıl geçtiği görünmüyordu rüyada.. Flütün ne zaman hayatıma gireceği ve nasıl etki yaratacağı ve nasıl ilişkiler yaşayacağımı bekliyorum açıkçası…

  21. says:

    civcivli köyün flütçüsü 🙂

  22. ibrahim says:

    Bu aralar sezgilerim beni bu tarz sitelere yöneltiyor.Ne olduğu bilinmeyen bir şeyi arar gibi.Aradığım şeyin ne olduğunu biliyorum aslında.
    BEN

    (Rüya hakkında teknik yorum beklerken verdiğniz cevap dünkü yazışmaların uzantısı gibi )

    1. says:

      Doğrudur 🙂 Aklıma fareli köyün kavalcısı isimli masalı getirdi. internette aratıp bi okusan acaba içine bişey doğar mı rüyanla ilgili diye düşündüm.
      seslileri de varmış: http://www.cizgi-film.com/masal/fareli-koyun-kavalcisi-cizgi-filmi_340f84e17.html

  23. İbrahim says:

    Bu yaşımda bana çizgi film izlettirdiniz:) (35 yaşındayım)Teşekkür ederim.İzledikten sonra aklıma gelen Tarot kartlarından MAHKEME.Bu kartta flüt benzeri bir şey var.Rüyadaki flüt ; Bende ki gizli kalan yetenekleri ortaya çıkaracak,değişim yaratacak bir durum söz konusu.Bunu yapacak olan da Flütü çok nefesli çalan tavuk olsa gerek…

    1. says:

      https://sibelatasoy.com/?p=4663 bu başlıktaki yorumlara katılmanızı çok arzu ederim.
      Flütü “çok nefesli” çalmak nasıl bi şey bu arada?
      Ayrıca kedi ile tavuk arasında büyük benzerlik var simgesel olarak fakat büyük bir fark da var, nedir o sizce?

  24. İbrahim says:

    Rüyada özellikle bazı yönlerde zoom vardı.Tavuğun flütü çalmasında da öyle bir şey vardı.Ben en iyi üflerim ben en iyi çalarım bak der gibiydi bana..

    1. says:

      ben iyi çalarım bak derken, övünme mi var yoksa bak böyle yapılıyor diye örnek olma hali mi var?

  25. ibrahim says:

    Övünme şeklinde..

    1. says:

      O halde çevrenizde sizin biraz ilkel ya da basit bulduğunuz fakat özellikle genç dişiler üzerinde etkisi olan, övünmeyi seven (yaşı sizden büyük olabilir) bir kadın olmalı 🙂 Evli olmasanız sizi evlendirmeye çalışıyor sanacağım :))))

  26. İbrahim says:

    Anlattığım rüyayı göreli bir sene oldu.Çevremde öyle bir bayan yok.Rahatsız olmayacaksınız daha önce yaşadığım ilginç rüya ve olayları yazabilirim.

    1. says:

      Bir sene ya da daha öncesinde var mıydı?
      Rahatsız omam da faydalı olamam çünkü rüya görüşmesi iki kişilik karşılıklı bir eylemdir ve burdan yazıyla bu işlemi gerçekleştiremeyiz 🙂

  27. ibrahim says:

    Evet..Şöyleki rüyanın bir kısmı gerçekleşti.Benim ve arkadaşımın tayinin çıkması.Ve arkadaşımın evlenmesi..rüyada yarı yolda o iniyordu ben yoluma devam ediyordum.Geçmiş geleceği şekillendirir…Gelceği kısmen yansıtan bir rüya.. Deneyimleri paylaşmak istedim ve yeni bir bakış açısı olabilir diye size söyledim.

    1. says:

      Her rüya onu görene,yeni bir bakış açısı sunar. Umarım size buna ulaşabileceğiniz yerinde soruları yöneltebilmişimdir. Hayırlı olsun

  28. ibrahim says:

    İlginiz için çok teşekkür ederim.

  29. […] Toltec bilgeliğinde bu handikabı altetmek  için geliştirilmiş bir uygulama var, adına “denetimli delilik” deniyor ve iz sürme sanatının en belirgin dışa vurumu olarak gösteriliyor.Açıkçası […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir