Delinin Hunisi

Sanırım epeyce önceleri (15 yıl kadar) tekrarlayan bir rüyam vardı; Rüyada evimin kapıları pencereleri hep açıktı ve ben dışardan bir tehlike geleceğini hissettiğimde pencereyi ya da kapıyı kapatmaya çalışıyordum ancak bi türlü kapanmıyorlardı. Rüya bunun uğraşısı şeklinde son buluyordu. Aslında dışardan geleceğini zannettiğim o şey neyse o hiç gelmedi, karşılaşmadık fakat bu açık olanı kapatma çabası endişeli bir çabaydı.
Sonra bu rüyamı “rüya görüşmeciliği” soru tekniği ile çözdük (tabi çözülünce bir daha görmedim o rüyayı), bilinçaltımın demesi oymuş ki; aşırı şeffaf olan, gizli saklısı olmayan basit kişilik yapım sebebiyle bilinçli yanım çevreden yapılan korkutmalara karşı savunmasız kaldığımı zannediyormuş ve beni kapıların istendiğinde kapatılabilir olup olmadığını test ediyormuş.
Oysa anladık ki bu seferki hayatımda kuzey ay düğümüm de dikkate alındığında, gizlilik, yalan ve çarpıtma bana yasaklanmış. Ve sonra ilk bilinçli vizyonumu gördüm; ben basit bir huniydim sadeceve bununla çok mutlu mesuttum,inanılmaz bir zevkti delinin hunisi olmak, komik ama gerçek. Bir huninin kapanabilecek bir mekanizması yoktur, eğer olsaydı işlevini yerine getiremezdi. Vizyondan döndükten sonra kendini önemsemek isteyen yanım biraz buruldu, yani ola ola basit bi hunimiydim yani! Fakat çevremde gerçekten bir-iki dost vardı ve beni huniyi tanımlamaya  yönlendirdiler ve yaptığım işlerle ilişkisini kurmamı sağladılar. Allah onlardan razı olsun çünkü ben razıyım. Bu vizyonu gördüğümde rüyamı tam olarak anlamış oldum.

*

Rüyada medyum olduğunu zannettiğim|bir adam vardı.
Ama şüpheciyimdir.|”Gerçek bir medyum değildir” diyordum.
Sadece kendi kendime|düşünüyordum.
Birdenbire|havada yüzmeye başladım,
tavana doğru|yükseliyordum.
Neredeyse çatıya doğru |gitmeye başlamıştım,
“Medyum Bey size inanıyorum. Siz |medyumsunuz. Beni indirin lütfen.” dedim.
Sonra indim ve|ayaklarım yere değdi,
medyum, yeşil giysili|bir kadına dönüştü.
Kadın|Lady Gregory idi.
Yeats’in koruyucusu Lady Gregory,|İrlandalı.
Onun resmini hiç |görmememe rağmen,
Lady Gregory’nin yüzü olduğundan |emindim.
Biraz yürüdük, sonra|Lady Gregory bana döndü ve dedi ki…
“Sana evrenin ne olduğunu|açıklayayım.”
” Philip K. Dick zaman konusunda haklı,|ama İ.Ö. 50 konusunda yanılıyor.”
“Gerçekte sadece bir an vardır,|o da şimdiki andır.”
“Ve o an sonsuzluktur.”
“Tanrı o anda|şu soruyu sormuştur,
soru şudur temel olarak,|’Sonsuzlukla bir olmak
ister misin?’
“Cennette olmak|ister misin?”
“Biz hep ‘Hayır’ deriz |’teşekkürler’. Henüz değil.”
Ve işin doğrusu zaman,|Tanrının davetine hep
“hayır” demektir.
Zaman budur işte. İ.Ö. 50 olmadığı gibi|2001 de değildir.
Yalnızca tam şu an var|ve biz de hep onun içindeyiz
Ve sonra bana bunun|herkesin hayat öyküsü olduğunu anlattı.
Görünürdeki farklılıkların gerisinde|tek öykü olduğunu,
onun da “hayırdan” “evete”|geçiş öyküsü olduğunu söyledi.
Bütün hayat,|”Hayır, sağolun”, “Hayır, sağolun” la geçer.
Sonunda,|”Evet, vazgeçiyorum.
Evet, kabul ediyorum.|Evet, kucağımı açıyorum.
Yani yolculuk bu işte.
Herkes sonunda “evet” der,|değil mi?|- Doğru.
-Waking Life-Hayata uyanmak Filminden-

*

Bir çocuğun oluşması için nasıl ki bir nikap var, birey bilincinin oluşması için de zaman denen kılıf gerekiyor belki. Sonra doğumla birlikte bu kılıf parçalanacak ve sonsuz şimdinin çocukları olacağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir