DEĞİŞİMİN SEZGİDEN BAŞLAMASI

Şamanla sezgiselliği öğretmezler, bunu üstlenirler. Bunu nefes almak kadar kolay ve doğal yaparlar. Aslında bu durum ilk 3 prensibin (İke-Dünya düşündüğün şeydir, Kala-Limit yok herşey birbiriyle bağlantılıdır, Makia-enerji dikkatin gittiği yere akar) doğal sonucudur.  3 prensibin doğal sonucu insana zaten sezgiselliği yaşatır. Sadece nefes alarak sezgisellik rafine bir şekle getirilebilir.

Sezgi kelimesinin aktif ve pasif yanları:

Sezgi genellikle bir bilgi ya da bilgilendirme şeklini ima eder. İçsel hisler, görme, duyma, koku, tat yoluyla gelirler. Telepati kelimesi bir şeylerin aktif ve sözel çağrışımından kaynaklanır. Duru görü ise pasif ve görsel hissinden kaynaklanır.

Telepati ve duru görü, sezginin bir çeşit ifadesi olmuş oluyor.

Bu içsel bilgiler sezgisel olarak alınabildiği gibi verilebilen de bi şeydir. Aktif-pasif olarak ayrılırlar.

Sezginin alınması pasif bi şey iken sezgi iletilmesi aktif bi şey olmaktadır, çünkü burada bilinçli bir durum söz konusudur.

Sezgiyi bazı metaforlar kullanarak tarif edebiliriz. Çünkü ilk seviyede olan bir bilim insanı gibi (Serge hoca bunu henüz sadece fiziksel kuralları uygulayıp bunun ötesine geçmemiş anlamında kullanıyormuş) sezgiyi ufak parçalara bölerek anlama yolundan gidemeyiz
Sezginin varlığına dair kanıtlar, sorgulanamaz derecede açık ve nettir. Yeter ki siz onları görmezden gelmeyi seçmeyin. Şaman düşüncesine uygun olarak fiziksel bir temel olsun veya olmasın-fiziksel dünya, fiziksel olmayan dünya-tarafından üretilmiştir. En genel yanlış anlama ise kişinin algı gücünün limitinin, algıya dair bir limit olduğu şeklindeki düşüncedir. Yani kişinin algı gücünün limitli olduğuna dair bir yanlış anlamadır.

Sezgiye dair ilk ve en sık kullanılan ikinci metafor da ağ (web) benzetmesidir. Hawaiicede buna akaweb deniyor. Aka’nın anlamı; fiziksel evrenin temel maddesi, yansıma, ayna, gölge , öz., maddenin yapıtaşı

Bütün boyutlardaki varlık ya da madde diyebileceğimiz her şey aka’dan yapılıyor.

Madde , düşüncelerle oluşuyor ve Mana (içimizdeki her şeyi yapabilme gücü) deposu oluyor . İçimizdeki Mana, dikkatimizle bir şeye yönlendiriliyor ve aka devreye giriyor.

Aka’nın, fiziksel olmayan bir iplikçik ile tüm evreni birbirine bağladığını önermektedir. Duygusal içerikli bağlantılar bazen bunu kordon, kablo olarak da ifade etmişlerdir. Bazı kişiler bir insanın ölene kadar bir kordonla bu gezegene bağlı olduğunu söyler. Bu ağ doğal olarak hep vardır, herkes için söz konusudur. Ancak bir de özel ağ vardır. Özel ağ, bilinçli dikkatle aktive edilmektedir. Bu sezgi yani bilgi transferi, ne zaman bir şeyi düşünseniz ya da bir şeye uyansanız aktif olmaktadır. Düşünceyi somut ya da soyut bir alana uzatıp orayı aktifleştirebiliyoruz. Eş zamanlılık örnekleri bunun bir neticesidir. Biz düşündüğümüz için mi arkadaşımız bizi aramıştır ya da onun arayacağını biz mi önceden hissederiz? Bunun cevabı; fark etmez , bilgi transfer olmuştur
Bir diğer modernize olmuş kullanışlı metafor da urban şamanların işaret belirtisidir. Evrendeki her şey kendine has bir işaret yayınlamaktadır. Her sinyal, bir frekans kombinasyonu ve sinyal kaynağıdır. Fakat her sinyal alıcı, belli aralıktaki frekansları almaya ayarlıdır. (radyo, telefon, telsiz vs) Başka birinin sinyal yayınına dair algımız, o kişi ile uyumumuz ile sınırlanmıştır, uyum arttıkça sinyal de artar.

Uyumlanma, uyanık bilincimizin niyeti ve dikkati ile pasif olarak bilgi alabilir veya aktif olarak bilgi gönderebilir. Bu ezel bilgi alış-verişi tıpkı cep telefonu ya da telsiz gibi dar ve geniş kapsama alanlarında yapılabilir. Sezgi konusunda harika ilhamlar verebilir.

Bir başka metafor ise mistik anlamda bir alan belirtisi olarak ortaya konulabilmesidir. Eğer evren sonsuz ise ve biz de sonsuzuz ve her yerdeyiz, her şeye uyanabilir, dikkatimize her yere çevirebilir, odaklayabiliriz. Anahtar, niyetin pür’lüğü ve dikkatin berraklığıdır. Eğer sezgi gerçekten nedir diye soran biri varsa o sizin, onu ne sandığınızdır diyor Serge hoca.

Şamanlar sezgiyi, geçmiş, gelecek, şimdi hakkında şifalandırmak için bilgi toplamak amaçlı kullanırlar. Sezgimizi neden geçmiş ve geleceğe yönlendirip oradaki hatıraları ve olasılıkları toplamak istiyoruz, bu ne işimize yarıyor, neden sadece şu an ile ilgili çalışmıyoruz? Basitçe bu genişletilmiş şimdinin (geçmiş- şimdi- gelecek bir arada aynı anda) bize vereceği çok kıymetli bilgiler var. Çünkü geçmişten elde tuttuğumuz şablonlar, şimdi onların farkında bile olmadan şu an geleceğe yansıtılıyor. Sezgimizi onlara uyumlayarak haberdar olabilir, onları şu anki isteğimiz, irademizle değiştirebiliriz. Bu da geleceği arzularımız doğrultusunda şekillendirir.

Şamanların, şifalandırmak amaçlı bilgi toplaması Kehanet, falcılıktan çok farklıdır. Kehanet, falcılıktaki bilgiler, kişinin Ku’sunda ve Lono’sunda eyleme geçmesi gereken talimatlar olarak algılanıyor ki şamanlar bunu tasvip etmezler. Geçmişi ve gelecekteki tabloyu görüp, rüya yorumlatır gibi kişiye şimdi anında çözümletilir

Şamanlık ikna etme sanatıdır.

Gerçekliğin mükemmel doğası, bilinçli gözlemcinin katılımını bekler. Her şey bundan (kuantumdan) ibarettir. (bir şeyleri oluşturmak, büyücülük, şifalanmak herşey dahil). Ancak kendimizi ikna etmek çok kolay olmuyor. (aslında çok kolay olabilecekken). Çünkü 0-4 yaş arası öznel gerçekliğimiz oluşurken bu olasılık veriler arasında eklenmiyor!. O yaşlarda bu ikna yapılabilse herkes kendinin şifacısı, herkes büyücü olur, her şey kolaylaşır, başka birinin bizi şifalandırması da kolaylaşır.

Sibel Atasoy’un urban şaman seminerleri ses kayıtlarından deşifre edilmiş olup alıntı yapacaksanız kaynak belirtmeniz rica olunur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir