Coraline ve müthiş Neil Gaiman

Kitabın özgün kapağında bu resim vardı.

Evinizdeki her kapının nereye açıldığını biliyor musunuz? Peki, emin misiniz? Belki de böyle meselelere bir tek çocuklar şüpheyle yaklaşıyordur ve belki de şüphelenmekte haklılardır… Belki de büyüdükçe algımız kapanıyordur, kim bilir?

Coraline, canı fena halde sıkılan ve adını Caroline diye yanlış söyleyenlere şiddetle gıcık olan, ergen bir kız çocuğudur. Anne babası kendi işleri dışında pek bir şeye ilgi göstermeyen tiplerdir. Kızcağız da, haliyle, yaşamından şikayetçidir. Coraline ve ailesi eski bir eve taşınırlar. Alt katta iki aktris eskisi ile çeşitli yaş ve ebatlardaki köpekleri yaşamaktadır. Üst kattaysa henüz gösteriye çıkmaya hazır olmayan bir fare sirkine sahip olduğunu söyleyen, pos bıyıklı bir adam oturmaktadır.

Yağmurlu bir günde, en sevdiği eğlence olan bahçede keşiften mahrum kaldığı için canı sıkılan Coraline’e babası evi keşfetmeyi önerir. Coraline evde 153 mavi nesne, 21 pencere ve biri kilitli 14 kapı bulur. Annesine kilitli kapının ardında ne olduğunu sorar. Annesi anahtarla kilidi açar. Kapının arkasında tuğla bir duvar vardır. Tekrar kilitlemeye gerek görmezler. Fakat daha sonra bir şeyler Coraline’i bu kapıya çeker. Bu sefer kapının arkasında tuğla duvar yoktur, karanlık bir koridor uzanmaktadır; çok eski ve çok yavaş bir şey gibi kokan bir koridor. Koridor Coraline’i o minik tekinsiz farklar da olmasa neredeyse kendi evinin aynısı bir eve çıkarır. “Ben senin diğer annenim,” der, tıpkı annesine benzeyen gözleri düğmeden bir kadın. “Ben senin diğer babanım,” der, tıpkı babasına benzeyen gözleri düğmeden bir adam. Burada Coraline’in istediği her şey vardır: Babasının korkunç yemekleri yerine leziz yemekler, diğer taraftaki donuk odası yerine pembe ve yeşil boyalı bir oda, eğlenceli oyuncaklar ve adını yanlış söylemeyen yetişkinler… Coraline yine de kendi tarafına, gerçek evine döner ama anne babasının kaybolduğunu görür. Ailesi bir biçimde diğer tarafta hapsolmuştur ve onları kurtaracak Coraline’den başka kimse yoktur.

Diğer anne

Kitapla ilgili yorumları şöyle bir karıştıracak olursanız, çoğu kimsenin bunun bir çocuk kitabı olduğundan şüphe ettiğini göreceksiniz. Bu tür yorumların temel nedeni öyküde korku unsurlarının bolca yer bulması gibi görünüyor. Bence şüpheye yer yok; bu bir çocuk kitabı ya da hem çocukların, hem yetişkinlerin okuduğu bir kitap.

Yorumlarda sık rastlanan bir belirleme de “Coraline” ile “Alice Harikalar Diyarında” arasında büyük benzerlik olduğu. Hatta “Coraline” için “Çağımız çocuklarının Alice Harikalar Diyarında öyküsü,” yorumu doğrudan yapılmış. Bu yaklaşımın bir örneğini şu linkte bulabilirsiniz. Doğrusu ben bu benzetmeyi aşırı ve sığ buluyorum. Bir çocuğun bir kapıdan (paralel) bir başka dünyaya geçmesi kalıbı dışında bir benzerlik göremiyorum iki öykü arasında. Bu kalıp bugüne kadar kim bilir kaç öyküde kullanılmıştır ve kim bilir daha kaçında kullanılacaktır…

Neil Gaiman’ın ne usta bir yazar olduğunu “Mezarlık Kitabı” ve “The Day I Swapped My Dad For Two Goldfish” adlı kitapları incelerken görmüştük. Coraline Gaiman’ın usta bir anlatıcı olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Öykünün en rahatsız edici (demek ki çok iyi işlenmiş) karakteri “diğer anne”. Diğer anne, hani şu tüm varlığını ve kişiliğini ancak çocuğuyla ifade edebilen; çocuğunun iyiliğini (her zaman) çocuğun kendisinden daha iyi bildiğine inanan, kararları çocuğunun yerine ve iyiliği için bizzat kendisi alan, çocuk bunun aksine davranırsa yine çocuğun iyiliği için onu cezalandırmaktan çekinmeyen anne tipini temsil ediyor. Diğer anneyi “yıkıcı dişi güç” başlığı altında ele alıp bilinçdışının derinliklerine de bağlamak mümkün aslında.

Coraline ve kedi

Öykünün en çok beğendiğim karakteriyse kedi oldu. Kedilerin “Elbette bana yemek ve su vermek, tuvalet kumumu değiştirmek senin görevin ahmak insan, sadece bu işleri aksatmayasın diye sana sahibimmişsin gibi davranıyorum,” diyen havası öyküdeki kediye postu kadar iyi oturtulmuş. Kedinin isim sahibi olmakla ilgili görüşleri dikkate değer. Dediğine göre insanların aksine kedilerin isimleri olmaz. İnsanlar kim olduklarını bilmedikleri için bir isme ihtiyaç duyarlar. Oysa kediler kim olduklarını bilirler, bu yüzden isme ihtiyaçları yoktur. Coraline bir kediyi çağırmak için ne yapması gerektiğini sorduğunda kedinin verdiği yanıt yine çarpıcı: “Kedi çağırmak fazla ciddiye alınan bir eylemdir. Fırtına çağırmaya çalışsan daha iyi.

Öykünün içinde, Coraline tarafından anlatılan “cesurca davranmak nedir?” konulu bir öykücük var: Bir gün, eski evlerinde yaşarlarken, insan atıklarıyla dolu bir arazide babasıyla dolaşmaya çıkmışlar. Bir tepeden inmişler ve babası Coraline’e “Kaç, tepeye çık çabuk!” diye bağırmış. Coraline babasının dediğini yapmış. Az sonra babası da gelmiş. Mesele eşek arılarıymış. Babası eşek aralarını fark edince Coraline’e kaçmasını söylemiş ve ona zaman kazandırmak için kendisini eşek arılarına sunmuş. Babası tam otuz dokuz yerinden sokulmuş ve gözlüklerini düşürmüş. Coraline’e göre bu cesurca bir davranış değilmiş çünkü babası o sırada korkmuyormuş, sadece yapılabilecek başka şey yokmuş. Cesurca olan, ertesi gün babasının gözlüklerini bulmak üzere, eşek arılarının orada olduğunu bildiği halde aynı yere gitmesiymiş. “Çünkü,” diyor Coraline “bir şeyi korkmana rağmen yapıyorsan, bu cesurcadır.

Kitaptaki çizimler Dave McKean’e ait. McKean’in çizgilerini hem incelediğimiz diğer iki Gaiman kitabında, hem de Varjak Pençe adlı kitapta görmüştük. McKean, birlikte çalıştığı yazarlarla uyum sağlamak ve öykülere çizgiyle lezzet katmak konusunda gerçek bir usta. Coraline’deki çizimleri hem sırtımızı ürpertiyor, hem de hayal gücümüzü tetikliyor.

Diğer anne çerez yiyor.

Yeri gelmişken kitabın kapak resmine de değinelim. Sizin de kolayca fark edeceğiniz üzere, kitabın kapağı Dave McKean’e ait olan asıl kapak değil. Yayıncılar bizi aptal yerine koyup çok satsın diye piyasadaki kitabın kapağını filmden uydurmuşlar. Kitabın kapağıyla içindeki resimler arasındaki fersah fersah farkın nedeni işte bu ticari zeka! Türkçe adını ne hikmetse Koralin koymaları da ayrı bir mesele!

Coraline, Henry Selick tarafından filme çekildi. Film, Türkiye’de 15 Mayıs 2009 tarihinde gösterime girmişti. Bu linke tıklayarak fragmanını izleyebilirsiniz. Öykü, P. Craig Russel tarafından da çizgi romana uyarlandı. Bu linke tıklayarak çizgi romanın bir kısmına göz atabilirsiniz. Bana göre, öykünün ve McKean çizimlerinin tüm çağrışım olanaklarını baltalayan bir çalışma olmuş. Kitabın zihnimde yarattığı görüntüleri bozmamaktan yanayım. İşte kitaba özgün dilinde göz atabileceğiniz bir link. Kitabın 2009 yılı Mayıs ayında ilk defa sahnelenen bir de müzikal uyarlaması varmış; ama linkini bulamadım. Bu linkteyse Neil Gaiman’la Coraline kitabı ve filmi hakkında yapılmış bir röportaj var.

Eee, evinizdeki kapılar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Not Bu çok beğendiğim Coralin yorumu için sahibine teşekkürler, kendi yorum ve incelemelerimse peyderpey olacak, belki bir workshop ya da Koralin deşifresi! Kimbilir şu an sadece şoktayım 🙂
Hiçbişey Castaneda ve Kurtlarla Koşan Kadınlardan önceki gibi değil artık, adeta bir sihir çizgisini geçmiş gibiyiz!

1 Yorum

  1. 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir