Çok mersi babacığım

Ünlü firmalardan birinin yönetim kurulu başkanı, karşısına oturttuğu genç memurlardan birine:
– Doğrusu sana bravo delikanlı, diyormuş; müthiş bir başarı gösterdin. Bir gece bekçisi olarak girmiştin şirkete; daha bir ay geçmeden, satış mağazalarının müdürü oldun. Aradan iki ay ya geçmiş ya geçmemişti ki, seni tüm reklamların düzenlendiği halkla ilişkiler bölümünün baş danışmanı olarak gördük. Onu da ticari anlaşmalar bölümündeki genel müdürlüğün izledi. Hakkında verilen raporlar fevkalade. Bana kalırsa artık gerekli deneyimlerden geçtin; firmanın yönetim kuruluna girmeyi hak ettin. Sanırım benden sonra da başkanlığa sen geçersin… Ne diyorsun bakalım?
*   *   *
Genç memurdan küçük bir yanıt çıkmış:
– Çok mersi babacığım!
*   *   *
Çocukları, kardeşleri, yakınları çok başarılı olan bazı siyasetçilerin de kulakları çınlıya…
*   *   *
Gazetecinin biri, henüz zengin olmuş bir mültimilyarderle konuşuyormuş; kendisine:
– Size paranın sağladığı en büyük yarar ve iyilik ne oldu, diye sormuş.
Dumanı üstündeki mültimilyarder:
– Karımın, demiş; yemek pişirmeyi bırakması oldu.
*   *   *
Ankara’daki siyaset mutfağında pişirilenlerden de kurtulmak için; daha kimlerin zengin olması gerektiği de, bir bilinebilseydi keşke…
*   *   *
Amerika’da da krizin yeterince ısıramadığı bir mültimilyarder, Florida’da tatile çıkmış.
Kimsenin kendisini rahatsız etmemesi için, tümüyle kiraladığı çok büyük ve pahalı bir otelde, mayosunu giyip özel plaja inmiş. Ayağını suya sokar sokmaz da, hemen özel sekreterini çağırmış:
– Su biraz fazla soğuk, demiş.
*   *   *
Sekreter derhal açıklarda dolaşan deniz itfaiyesine ait dev bir tankere telefon etmiş.
Dev tanker, otelin plajına yaklaşarak, hızla ısıtıp kaynattığı sularını kumsala doğru fiskiyelendirivermiş.
*   *   *
Mültimilyarder:
– Hah şimdi oldu, demiş; su artık istediğim kıvamda.
Biraz yüzdükten sonra da kumsala çıkıp yatmış.
*   *   *
Ne var ki bu kez de, minik bir karınca çıkmış çıplak bacaklarından birine.
Karıncayı gören sekreter, özel bir helikopter filosuna telefon etmiş alelacele…
Ve 5 dakika içinde bir helikopter gelerek, etkin bir böcek ilacı püskürtmeye başlamış plaja.
*   *   *
Mültimilyarder, otel plajının kumsalında sırtüstü güneşlenirken, birden canı sıkılır gibi olmuş. Bir işaret yapmış özel sekreterine.
Koşup gelen sekretere:
– Gök baştan aşağı mavi, demiş; çok monoton. Şöyle küçük beyaz bir bulut bulunsa azıcık yanda, daha şiirsel bir görüntü olacak.
*   *   *
15 suni yağmur uçağı, depolarını su buharıyla doldurarak hemen havalanmışlar ve otel plajının üstüne gelerek bembeyaz ufacık bir bulut oluşturmuşlar.
*   *   *
Amerikan milyarderi, rahat mı rahat bir mutlulukla, elleri ensesinin arkasında sırtüstü yatarken; bir yandan uzanıp giden denize, bir yandan gökyüzüne bakarak sessizce mırıldanıyormuş:
– Doğa ne kadar da güzel, ne kadar da muhteşem. Salt para için yaşayıp, paradan başka bir şey düşünmeyenlere çok yazık. Ne işe yarıyor ki şu para?
*   *   *
Buralarda da, sık sık:
– Paranın ne önemi var, her şey para mı yani, diyenler için; güzel bir örnek Amerikan mültimilyarderi…

Çetin Altan’dan alıntı

Zafer bayramımızı kutluyorum. (Umarım bir daha zafer kazanmak için önce yenilgilere sebep olan hatalar yapılmasın)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir