Büyük Anunnaki İmparatorluğu

Belki önce Büyük Anunnaki İmparatorluğu başlığı ile yayınlanan videoyu izlemek istersiniz, çünkü şimdi onunla ilgili fikirlerimi söyleyeceğim

Şimdilik fantastik-bilimkurgu olan Annunakiler (bana göre) konusunu uzun bir zamandır biliyorum, Sitchin’in ilk kitaplarıyla başlamıştı sanırım ve tabi Sümer tabletlerinin yorumlarıyla şekillenmişti. Bu videoda bilim ve kurgu kısmı ayrılmaya çalışılarak oldukça iyi bir özet yapıldığını söyleyebilirim.
Bu kurgunun Kryon tarafından destekleniyor olması belki de Lee Caroll’un Anunnaki varsayımına inandırılmış olduğunun bir göstergesidir, ya da gerçekten insanlık tarihi ciddi bir değişim geçirecek. Bu olağan bir şey bana göre çünkü zamanı lineer yapının ürünü olarak algılamaya başladığımızdan beri geçmişin de gelecek gibi şu anda şekillendiğinin farkındalığına oldukça yaklaştık. O halde bu konu ya da her konu ile ilgili temel soru şu: Bu kurguyu gerçekliğe taşımaya yani inanmaya hazır mıyım? Bunun gerçek olmasını ister miyim? Bu kurguya geçit vermek ne tür sonuçlar getirecek ve ben bundan hoşnut olacak mıyım?
Daha fazla uzatmanın manası yok, söylemek istediğimin anlaşıldığından eminim. 🙂


Daha yakın zamana kadar böyle bir varsayım ortaya atıldığında bizim sorumuz şu oluyordu: Acaba bu gerçek mi? Yoksa bu bir aldatmaca, şarlatanlık mı?
“Acaba bu gerçek mi?” sorusu “Acaba bunun gerçeğe dönüşmesine geçit versem mi?” sorusuna dönüştü. Sanırsam bu muazzam bir değişiklik. Yani önemli olan Anunnaki ya da başka teoriler/teklifler değil ki zaten şu anki gerçekliğe de böylesi teklifler sonucu ulaşmıştık, yaratımın ikili doğasının prensibi değişmedi. Değişen şey; Bizim kararımızın ne denli önemli olduğu, sorumluluğu %100 üstlenmenin mucizesini fark ediyor olmaya başlamış olmamız.

Bölünmüş dikkatimizin dağınıklığında ne çok şeye kabul sunmuş olduğumuzu, üstelik bunun aslında özgür irademize sunulup onay alınmış olduğunun kayıtları bize ispat edilseydi, hayretten dudağımız uçuklardı. 🙂

Tarih gerçekten yeniden yapılandırılıyor mu?

Bence bu fikir kuantum fiziğinin açılımlarından doğuyor. Giderek zaman-mekan ikilisinin lineer bakış açısı olduğunu ve çok boyutluluk içinde sadece sınırsız şu an ve burada olduğumuzu anlıyoruz. Böylece “olmuş bitmiş bir tarih” olgusu tarihe karıştı 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir