Bir Kadını Öldürmek (namı diğer BKÖ)

Sevgili Sibel Hanım, Güzel bir sabah dileği ile,

Öncelikle sizi “Bir kadını öldürmek” kitabınızı okuyunca tanıdım.. kitap beni şok etti. O dönemdeki düşüncelerimle çok çakıştı. Sonrasında  sitenize ulaştım, yazılarınızı okuyorum, karşılıklı sohbet etmek kadar olmasa da bana
çok keyif veriyor.

Kitabınızı da 2006-2007 arası bir zamanda okumuştum, tekrar elime aldım ve gözden geçirdim, çok da iyi oldu, unuttuğum bazı bölümlerin yaşamdaki karşılığı da zaten 2007-2012 arası olmuş çok iştahlı bir tekrar oldu..
Öncelikle, kurgusu çok iyi. en sonda özetini çıkardığınız felsefi
düşüncelerinizi, romanın tamamına çok güzel dağıtmışsınız. Ama en
çarpıcı olan OYUN teoriniz! ve onu yorumlama biçiminiz..Anlattıklarınızın bir kısmına okuduğum başka kitaplarda rastlamıştım  nedense şu anda aklıma “gönülsüz bir mesihin serüvenleri” geldi. O da beni çok etkilemişti. Şimdi Mesnevi yi okuyorum, oradaki
hikayelerin içindeki mesajlar da sizinkilerle çakışıyor ve müthiş.
Ben genelde sahada oynamayı, tribünde oturmaya tercih edenlerdenim. Bu
yüzden de, sık sık yara bere içinde kalırım..
OYUNA çok kapıldığımda, mesafeyi kaybediyorum, ama oyunun hakkını
vermek için de bu gerekli gibi geliyor bana.. gerçi son zamanlarda
oyunun ortasında fark ediyorum ve kaptırmamaya başlıyorum, ama bu
sefer de oyun içinde oynuyormuşum gibi bir his duyuyorum.

Bu arada rüya sohbetlerinin yapıldığı yere gelmem fiziksel
olarak mümkün değil ama paylaşmak ta istiyorum.. Bir yolu var mı
acaba?

Size sormak istediğim birçok soru var ama şimdilik birini sorabilir miyim
“OYUN BİR de kaza eseri olur ve ölür” bunu açar mısınız bana lütfen?
sevgiler

Hülya Hasırcıoğlu

2 Yorumlar

  1. says:

    Bir Kadını Öldürmek yedi yaşını doldurdu, ancak tek tük anlaşılmaya başlandı sanırım ve bu beni çok mutlu ediyor. Duygularınız ve izlenimlerinizi paylaştığınız için teşekkür ediyorum.

    Rüya konusunda şu an eğitim gurubum yok, balık tutmayı isteyen kişi çok az, herkes hazır ve muhteşem bir sofraya kurulmak istiyor 🙂 Bu sebeple sadece kişisel rüya terapisi yapmaktayım (beni tatmin etmese de bir kişide merak uyandırmayı başarabilirim diye sürdürdüğüm bi aktivite diyelim.)

    Oyun, tüm kapsayan ve kapsanan oyunlar, BİR olanın içinden gelir. “Bir” ise kısaca potansiyeller denizi diyebileceğimiz, kuntumsal adıyla vakum’dur. BİR amaç taşımadığından oyunların ilki kaza eseri olmuş olmalıdır. Malum kaza beklenmeyen ve istenmiyen bişeydir ancak evrime sebep olandır da aynı zamanda 🙂 Oyun olduğunda tanımlanmış olur, tanımlanan ise artık potansiyeller denizi için ölmüş sayılır.

    Bilmem açıklayabildim mi? Ne de olsa aradan sekiz sene geçti, o kitabı yazan ben değilim artık ve sorularınıza şu andaki sibel olarak cevap verriyorum. Yeni sorularınız olursa ya da kendi görüşleriniz, lütfen iletmekten çekinmeyin, birlikte çok daha aydırıcı ve hızlı yol alabiliyoruz.
    sevgi ve selamlarımla

  2. says:

    bKÖ’nün yayımlanmayan bir son sahnesi vardı,herhalde onu okumak istersiniz: https://sibelatasoy.com/?p=369

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir