Az seçilen Yol

Eski bi yazımızdan ancak içeriği eskimeyen 🙂

Denemek… Korkutucu olmasına karşın yepyeni bir şeyi denemek, işte az kullanılan yol budur.
Denemenin kendine aşık olmak… Eğer böyle olabilseydik her yer başarı hikayeleri ile dolu olurdu; çünkü denemek bizatihi başarıdır.
“Sonuç odaklı” eğitime hayır.
“Başarısızlık Hikayeleri” eğer gerçekten yazılsaydı muhteşem olurdu. Ki onlar başarısızlık değillerdi.
Neye başarısızlık diyorlar?
Aklımızdaki varış istasyonuna/amaca ulaşamamaya başarısızlık diyor toplum. (Önce aklımıza hedefi koyuyorlar, iyi yokla kendini, o hedef zaten sana ait değil) Yalan! Küllen aldatmaca!
Tek bir başarısızlık tarifi olabilir; hiç bişeye girişmemek, taklitçilik, başkalarına askıntı olmak.
Varış istasyonu, bir seraptır zaten, varla yok arasında, içimizde bi yerlerde durur fakat aslında başarı; yeni bir yola girişmektir, cesaretle denemektir, az kullanılan yoldur o. Ve adım attığımız an bu yola başardık demektir. Bilinmeyenle yüzleşme, adrenalin salgımızın artmasına sebep olur, bu ise yeniden doğma anlamına gelecek bişeydir.
Ey Gezgin… Eyy az kullanılan yolları seçen deneyci… Sen bir savaşçısın. Gözünü hedefe dikme, kalbini kilitleme! Her adımında tüm duyuların açık olsun, her kokuyu, her sesi duy! Her yüzü gör! Dokun /dokunul… Bütün dünya, hepimiz senin arkandayız, her an sana işaret gönderiyoruz. Eğer açık isen (hedefe kilitlenmemişsen açıksındır) işaretlerimizi görür/duyar/hissedersin.
Bekınız: Ormana gittim

1 Yorum

  1. Turan says:

    Nedense bu söylediklerine, yani çocukları korkutup “uslu” olmaları bizim kültürümüzde rağbet görüyor. Bu nedenle de galiba anne-babalar çocukların kendilerinden uzaklanmasını istemiyorlar. Nedenini bilmiyorum ama ebeveynler galiba yanlız olmaktan korkuyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir