AN’da sakinlik

An’da bişeyler olurken biz zihnimizin takılmış olduğu (ciddi ya da önemsiz, farketmez) başka bi yerde oluyoruz. Dünya bize herşeyi tastamam söylüyor ama ona odaklanacak kendimiz ortada yok.
Bir mekANa bütünümüzü getirip götürebiliyor muyuz?
Bu önemli bi sorudur.
Kendimi o mekANa tam olarak veremeyeceğim bir durum ortaya çıktığında hemen durumu çevremdekilere bildirip özür dilerim. Beni talep eden şeye (zihnendir çoğu kez, bi uyaran ollmuştur) gider halleder dönerim ve döndüğümü -yine kendimi tam kullANıma sunduğumu- beyan ederim.

Bunu neden yaparım diye düşününce, öncelikle kendime, birlikte olduğum insanlara ve bizatihi AN’a saygımdan olduğunu anlıyorum. Böyle bir disiplini sürdürmenin yararlarını da gördüm seneler içinde, bütünlüğüm siistematik biçimde birarada kalmaya alıştı.

  • Elvan E:

    Bu kayıtlardır ki sahte bir zamanı varmış gibi hissettiren.Varlığımızı bu sanal hatıralarla kendine ispatlıyor zihin..Üstelik o kayıtlarla karar alıyor, seçim yapıyor.Onlar olmasa idi Alzheimer hastaları gibi hep anda , ama bütünlükten ve varlık algısından kopuk yaşardık sanırım.Hz Mevlana herşey anda yeniden kurulur der..Neyin nereden geldiğini bulmak karmaşık bir yün yumağını çözmek kadar zahmetli..Bu yüzden herşeyin anda yeniden kurulduğunu bilmek ve kuantum felsefesi hoşuma gidiyor..Az gayretle yeni bir program yüklenebilme şansı..

    Sibel A:

    çok doğru Elvan hnm. Velakin önceden yapılmış sözleşmeleriniz hala baki oluyor, evren, hücreleriniz her bi şey birey iradesine öyle büyük sevgi ve saygı duymakta ki sizin çoktan unuttuğunuz binlerce onbinlerce kararınız ve sözleşmeleriniz yürürlükte kalmaya devam ediyor. AN şu an her şey yeniden yaratılır doğru,onu yeniileyecek olan kim? kendimiz ve kendimiz öncekini bozmadan yeni sözleşmeler yapamıyoruz. bunu bizim yerine tanrının tinin arkadaşın yaşam koçunun yapmasını beklersek bunun çıkmaz sokak olduğunu hissediyorum.
  • Elvan E:

    İlahi sistem doğru okunmayı bildiğinde bütün bilgiyi kapsıyor. Doğaya bakın; vücut ona sunduğumuz her gıdanın vitaminini, işe yarar kısmını alıyor,posasını atıyor.Yaşanmışlıklarda kurban rolünü bırakıp işe yarayanı alıp yolumuza devam etsek ;duyguların ,sözleşmelerin,kararlarının yaka paça çekiştirip bizi engellemesinden kurtulabiliriz .Kader denen şeyin yaşanmışlklarda sele kapılmış gibi ilerlemek olduğunu sanmıyorum.Tam tersine iyisini alıp posasını atarak yük hafifletmek ,hazmettiklerinden faydalanmak.Bu enerjiyle yürümek k ” her biriml kendi yükünü taşımaya muktedirdir” diyor kutsal kitaplar.Bu yollarda bizim yerimize arkadaşın,koçun işlevi öncelikle kendi kör noktamızı görebileceğimiz birer dikiz aynası olmaları.Ve gerçekten yolu şaşırdığımızda onlar vasıtasıyla duymamız gereken mesajları almamızdır.

    Sibel A: ‎”Yaşanmışlıklarda kurban rolünü bırakıp işe yarayanı alıp yolumuza devam etsek” ben de işte tam bunu nasıl yapacağımızı ve bunu bizim yerimize kimsenin yapamayacağını söylüyorum. Dıştaki aynalar (eğer temizlerse) sizin kendinizi görmenize katkıda bulunurlar ancak sizin yerinize karar veremezler.

  • Elvan E: Evet çok haklısınız, Castenada bu yüzden “Savaşçı” demiyormu?? bu gerçek bir savaş..ama her türlü savaş ekipmanının doğuştan tam teşeküllü üzerimizde olduğu bir savaş..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir