Ama bu tam bir peri masalı

Şimdi “Ama bu tam bir peri masalı.” diyeceksiniz. Ah, öyle ama peri masalları ne harikadır! Bilirsiniz, bazen bu masalları okursunuz ya da bu konuda filmler var artık. Sinemadan çıktığınızda ya da kitabı bıraktığınızda, “Güzeldi ama yalnızca bir peri masalıydı” dersiniz.
Ama o süre içinde ne olduğunu size söyleyelim. İnsan duyularınızla dokunamama ya da tadamamanız, Dünya’da -fiziksel olarak- elle tutulur olmamaları, gerçek olmadıklarını göstermez. Tümüyle gerçektir. Ve bugün size iletmek istediğimiz tek nokta varsa, o da tümüyle gerçek olduğu konusudur. Düşünceler, imajlar, rüyalar, peri masalları –hepsinin de bir etkisi vardır.
Belki, gerçek olabilmesi için belli fiziksel özelliklerin olması gerektiğinden bahisle, gününüz bilmi ya da fiziği bunu gerçek olarak nitelemiyor. Ama gerçeğin, düşündüğü şey olmadığını bilim bile buluyor. Ve bunu bulmaya devam edecekler. Yeni bir fizik türünü gösteren inanılmaz ve şaşırtıcı keşifler yapacaklar. Ve biz de buna “Yeni Enerji Fiziği” diyeceğiz. Gerçek olması için madde halinde bulunmak gerekmiyor.
Ve siz soruyorsunuz: “Tobias’ın kulübesi ne kadar gerçek? O bir peri masalı mı?”. Ah, evet öyle. Ama gerçek tam içine inşa edildi. Her ne kadar sizin dünyanızdan değilse de, sizin dünyanızı etkiliyor.

Daha önce, laboratuar/laboratuarlarınızın bu dış katlarda olduğunu söylemiştim. Bu dış katlara, fiziksel olmayan katlara girersiniz. Ve bir çok çeşidi vardır. Değişik şekilleri vardır. Değişik enerji yanları vardır. Oraya rüya görürken girersiniz, tabii. Ayrıca hayalinizde girersiniz oraya. Bu arada, gözünüzde canlandırarak ve onaylamalarla oraya girmezsiniz. Onaylamayla yaratıcı katlara girmezsiniz. Onaylamalar yalnızca zihinsel disiplinlerdir. Ama onların…gözde canlandırma ve yaratıcılıkla hiç bir ilgisi yoktur. Gözde canlandırmalar aklın odaklanmasıdır. Ve bazı yararları olsa da çok çok kısıtlıdırlar.

Bu nedenle laboratuarlarınız, yaratıcı katlar olan bu dış katlardır. Fikirler burada kavramlaşır. Buralarda yaratıcı enerjilerle oynarsınız. Dünya katında bir ressam ya da yazar olmanızdan, onların tipik yaratıcılık enerjilerinden söz etmiyoruz. Farklı bir enerji türüdür o. Burada, dış katlardaki yaratıcı enerjilerden söz ediyoruz. Dış katlar, tam içinizde de olabilir. Fiziksel değillerdir. Çok alışkın olduğunuz realite tabanından onları ayıran tek şey, bu özellliğidir. Bu arada, dış katlar içeride olabilirler.

Böylece dış katlara girersiniz. Ve burada kavramlaştırırsınız. Sözü ve melodisi daha ortaya çıkmadan önce, burada o şarkıyı hayal edersiniz. Söz ve notalar üçüncü boyut bilicinin bir veçhesidir. Ama oraya gider ve enerjilerle oynarsınız. Frekanslarla oynarsınız. Değişik tür kutsal geometrik şekillerle oynarsınız. Kutsal geometrinin matematikle bir ilintisi yoktur. Biliniz ki enerjinin şekillenmesi ve akışıyla ilintilidir. Ve hepiniz oraya gidersiniz; gitmeyeniniz hiç yoktur.

Ve bu gerçektir. Belki de içinde bulunduğumuz gerçeklikten bile daha gerçek. Henüz nasıl duyumsayacağınızı bilmiyor ya da gerçekten anlamıyorsunuz. Aklın sınırları ötesidir.

Böylece oraya gider ve enerjilerle oynarlar. Ayrıca enerjiyi şekillendirip değiştirirler. Bir kaç enerjiye atlar ve etrafta gezinirler. Değişik türde enerjileri biraraya getirir ve nasıl uyum sağladıklarına bakarlar. İstediğiniz biçimde düşünebilirsiniz. Bir enerji dalgasına bindiğinizi ve onu sürdüğünüzü düşünün. İnsan haliniz olarak, bir kaçını yakalayıp onu araba gibi kullandığınızı düşünün. Evet, bu hayaldir ve bu sizin laboratuarınızdır.

Ve sonunda laboratuarınızdaki çeşitli kavram ve yaratımlardan sevdiğiniz, evcilleştirmek istediğiniz ve dünyaya getirmek istediğiniz birini seçersiniz. Ve sonra yaparsınız. Bırakırsınız aksınlar. Şimdi, her ne kadar müzik gibi fiziksel olmayan türde bir enerji de olsa, o enerjilerin yalnızca dünya boyutuna, sizin 3-B dediğiniz kata gelebilmeleri için bir bakıma kendilerini yeniden şekle sokmaları gerekir.

nirvanacafe

Girebilmesi için kendisini yeniden tanımlamalıdır. Dünya atmosferine geri dönmek üzere olan bir uzay gemisi gibi. Her şey değişir ve bu seviyeye uyumlanması için değişmek zorundadır. Ancak, çekirdek enerjiler hala oradadır. Böylece onları içeri getirirsiniz. Sevgili müzisyen dostlarımız bunu içeri getirirler.

Ve şimdi sözcükleri belirlemeye başlarlar. Önce sözler yazılmaz aslında. Müzik notaları da yazılmaz. Yapılan enerjinin biçimlendirilmesidir. Şimdi bunu anlamak güç gelebilir çünkü yaratımın bu bölümü akılla anlaşılamaz. Akıl bunu tanımlamaya çabalar. Akıl, müzik yazdığınızı ya da söz yazdığınızı düşünür ama öyle yapmazsınız.

Dışarı çıkar ve bir süre enerjilerle oynarsınız. Sonra onlar buraya getirilir. Onlar buraya getirildiklerinde, belki de gördüğünüz rüyadan uyanırken bir şarkı duyarsınız. “Nereden geliyor? Bir tür toplu bilince mi bağlanıyorum?” Hayır, laboratuarınıza bağlanıyorsunuz. Yolda giderken aklınıza bir fikir gelir. Bu fikir nereden gelmektedir? Söyleyeyim, sizin kendinizden. Laboratuarınızdan. Size gelen yolu bulmaktaydı.

Şimdi tanımlamaya başlarsınız ki bu beşer boyutunda duyumsanıp kullanılabilsin. Örneğin, laboratuarınızdan çıkan bu enerji oyununu, notalar olarak tanımlarsınız. Notalara baktığınızda, çok belirgin bir skala ya da frekans taşırlar. Ve siz bunları kaydetmeye başlarsınız. Sonra, tüm bunların ardındaki enerjilerin daha fazla ve apaçık anlaşılması için sözleri belirlemeye başlarsınız. Ve nota ve sözleri biraraya getirirsiniz.
Ve bir şarkınız olur. Yaratımınız olur. Bunu, gitarla çalıp sözleri şarkıyla söyleyerek maddeleştirirsiniz. Ve şimdi, diğerler insanlar onun ardındaki enerjiyi deneyimleyebilirler. Her şeyden çok kendi yaratımınızın içinde bulunmak gibi eşsiz bir fırsat yakalamış olursunuz…çok basit, çok basit. Bu nedenle, kimsenin çıkıp “İyi de bu bir peri masalı” ya da “Yalnızca hayalde var” demesini istemiyoruz. Laboratuar sizin.

2005 yılından bir konuşma

Bu anlatımlar size bir şey anımsattı mı sevgili Laniakea okurları?

Açıkçası bana Po köylerini hatırlattı, uzun uzuuunn yaaaaa… gülümsemesi yaptım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir