Kendi yok Allahı var.

Günaydın frekanslar, Siyoux’ların dediği gibi hepimiz akrabayız; insanı bitkisi, solucanı, taşı toprağı,denizi. Onları elinizi uzatıp da okşadınız mı hiç bilmiyorum (oturduğunuz yerden bile kolayca yapabilirsiniz), dokunduğunuz an içinize ılık ılk bi şey akar, şaşırtıcı şekilde her seferinde olur bu. İşte sanırım bu sevgi olsa gerek.

**

Freud da bu konuda(rüyalar) çok çabalamış, şimdi kendi yok Allahı var 🙂

Yine de Jung’un tarzı eski geleneklere daha uygun ve insana daha çok saygı duyan bir yöntemdir. Benim uyguladığım analiz yöntemi Jung’un başlattığı ve onun izdeşlerinin geliştirdiği basit ama müthiş etkili bi şekil.
Jung, yöntemlerini bilfiil kendi üzerinde denemeye cüret eden yürekli bi adam. Yazmakta olduğum kitapta onun rüyaları ve vizyonlarına (türkçeye çevrilmemiş) da yer vereceğim kısmetse.

“Kendi yok Allahı var” deriz birinin arkasından yalan söylemeyi ya da bazı gerçekleri reddetmeyi kendimize yasak etmek için. Ne hoş bi sözdür bu.

Hatta Jung’un rüyalarını analiz ederken ben de bu halk sözünün( Kendi yok Allahı var) kuantumcasına tercüme edilmişi olan Birleşik alanı (BAK) kullandım. Başarabildim mi diye sormuyorum, denedim diyebilmek benim için yeterli zevki veriyor.

*

Uyumanın ve uyanmanın sınırlarını hiç bilemeyeceğim galiba.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir