Kurguların müziği

Ocak 2006.Günlükten

Film olsun roman olsun, bütün kurguların bi müziği var gibi geldi bana.

Örneğin dün öylesine “kaçak” filmini izlemiştim (briçten gözüm çok yoruldu diye!)

Sonra gece uyumadan önce film bir beste gibi gözümün önüne geldi.

Film önce karanlık güçlerin komplosu ile başlıyor. Sonra sırasıyla; yanlış adalet, tesadüf (kaza), körü körüne inat/mantık (komiser), aldanış (doktor), bi kez daha kaza (ölü polis), masumiyetin gücü (Kimble), aklı selimlik/yanlıştan dönme kabiliyeti (komiser) ve doğrunun galibiyeti.

Bu sıralama gözümün önünden notalar şeklinde geçiyordu.

Duygulara birer nota atamak durumunda kalsak nasıl olurdu acaba?

Bu filmin yazarı, seyircisini dalgalı bir deniz gibi ordan oraya savuruyor. Çok bilinçli bi aks yerleştirmiş. Profesyonel işi!

Bir yerlerde çok sevdiğim yazar Georges Simenon‘un röportajını okumuştum. Belçikalı yazar 1903 yılında doğmuş, 450 nin üzerinde kitap yazmış. Bunların bir çoğu “”Müfettiş Maigret” serisi polisiyeler. O söyleşide; bir kitabı yirmi günde tamamlayabildiğini; çünkü belirli bir kurgu kalıbı olduğunu söylüyordu. Bir çok kitabı filme çekilmişti, üstelik onların senaryo uyarlamasını da kendisi yapıyordu!

Bu kadar korkunç bir çalışma hızı olan bir kişinin asosyal olması gerektiğini düşünürseniz yanılırsınız. Adam aynı zamanda çok sosyal, kadınlara deli oluyor. Onlarla macerası 13 yaşında başlıyor ve ölene kadar da bitmiyor, Dünyanın her yerini de gezmiş bu arada.

Bu nasıl bir enerjidir akıl erdirmek güç! Adam adeta biyonik. Kendisinden ciddi ciddi şüpheleniyorum :)))

Yazdığı kitaplara polisiye deyip geçmek de mümkün değil; insan psikolojisini, felsefeyi çok iyi biliyor. Aslında polisiye; keskin bir zeka, engin bir hayat görüşü, iyi gözlem, matematik ve akıcı bir üslup gerektiren zor bir saha.

Agatha bu sahanın kraliçesiyse, Simenon da kralıydı herhalde.

Acaba birbirlerini tanırlar mıydı?!

Şu anda fark ettim; Agatha’nın ünlü kahramanı Mösyö Hercule Poirot da Belçikalıydı!

Nerden nereye geldim! :)))) Ben aslında Simenon’un o söyleşide belli belirsiz söz ettiği kalıbın, belli bir beste mi olduğundan şüphelendim. Yani olaylar aklımın içinde ucuca gelip böyle bi sonuca vardılar.

Zihnin işleme şekli beni çok güldürüyo…

7 Yorumlar

  1. Turan says:

    Sibel, sen kitap yazarken önceden mi kurguluyorsun?

    1. says:

      Çok belirsiz bir ana tema oluyor genzimin ardında fakat önceden kurgulamıyorum çünkü ben de yoldaki bilinmezlikle yüzleşmeyi ve şaşırmayı seviyorum. Belki bu sebeple benim kurgularda okuyucu son sayfaya kadar “katili” bulamaz! Çok doğaldır çünkü ben bulamamışımdır :))))

  2. hülya says:

    Sevgili Sibel,
    Bence sen polisiye romanları yazma konusunda ciddi bir yeteneksin. Venüs bağlantısını okuduktan sonra iyice gördüm bunu BKÖ de de vardı
    ama bunda daha baskın hissettim, “sonsuz us” da da yazdım, iyi bir polisiye yazmak herkesin harcı değidir, dediğin gibi pek çok özelliğin birarada olması gerekir, bizde de maalesef pek öyle bir yetenek yok.. ama sen bunu yazabildiysen bundan daha sofistike olan bir polisiyeyi de yazabileceksin derim. Ama kitap yazmaya ara mı verdin bilmiyorum, sadece birkaç kitabın var
    hemen hepside birbirine yakın bir dönemde yazılmış gibi..enteresan..

    1. says:

      Sevgili Hülya, gerçekten de iyi gerilim seven deneyimli okurların ve eleştirmenlerin fikirleri senin söyledğin doğrultuda oldu. Kurgu konusunda ara verdim çünkü, kitaplarım yayımlandıktan iki hafta sonra kitapçılarda bitiyor ve sonrasında bu işlerle ilgilenmek soranlara cevap bulmak sinirimi bozdu:) Bana ne ya dedim, çok istenseydi bi yolunu bulrdu bu işin çeşitli ilgili köşeleri, madenm bulmuyorlar ben de yazmaya teşne değilim. Bi işten kim nemalanıyorsa o işin peşine de o düşmeli, yanılıyor muyum? (ben kesin değilim çünkü sadece külfet çekendim)
      Türkiye’de menajerlik, ajanlık gelişmedi bu konuda (çok araştırdı birini bulmak için zamanında), nasıl gelişsin ki zaten, kitap okuyan mı var?Yazar da yayımevi de kazanmıyor menajer ne kazanacak? Tabi yeni dünya tekniklerini kullanan biri bu sorunun üstesinden gelebilir, umarım Onlardan biriyle karşılaşmak nasip olur 🙂

      1. says:

        Ayrıca benim gerçekten güzel bulunan öykülerim var, sitede soldaki kategorilerden öyküleri seçip vakit buldukça tarayabilirsiniz. Örneğin Uykucu öyküsü https://sibelatasoy.com/?p=65 ve kontrat bitti çok beğenilmişlerdi.
        Bildiğiniz gibi öykü romandan zor, şiir öyküden de zordur (tabi hakikilerinden bahsediyorum)

  3. yağmur says:

    hercule poirot cok iyi bi dedektif ama sherlock holmes’ün eline su dökemez sanırım…

    1. says:

      İkisinin yöntemleri tamamiyle farklıdır, karşılaştırma yapmak bi sonuca götürmez 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir