Gözlerimiz gerçekten var mı?

Gözlerimizin gördüğünden şiddetle şüpheleniyorum!

Ya aynaya baktığımda gördüğümün kim olduğu?! Şöyle boş anına gelse insana korku filmi gibi gelir.  Gelebilir!

Görme fikri bile şu an bana komik geliyor.

Evet bu konuda yapılmış bilimsel araştırmalar var; görme denilen şeyin aslında öğretilme olduğunu biliyordum.

Ama bilmek hiç bi şey, aymak her şey!

Diyelim ki bir bebek doğdu ve beslenmeye ihtiyacı yoktu. Bu demektir ki o bebek kendisine hiç bakım yapılmaksızın büyüyebilir. Ve diyelim ki; çevresinde ona rehber olacak ne insan, ne de hayvan vardı.

Soruyorum sizlere, bu kişi ne görecek?!!!

Bu altın kıymetinde tespitin değeri dünya parası ile ölçülemez sevgili kardeşler.

O kişiye Bay/Bayan X diyelim, hatta daha kısa olsun; BBX

Şimdi ben bu BBX kardeşimizin romanını yazmak istemez miyim? Deli gibi isterim de y-azamam. Tabiri yerindeyse bana halt etmek düşer.

BBX, kendini bilmiyor ki, kendi olmayanı bilsin. Onun için Dünya yok, evren yok, zaman yok… O ebediyettir.

İşte o BİRdir.

Ben bu BBX’e romanımda ne yaptırayım?

Durumumun berbatlığını görüyorsunuz değil mi?

Bu durumda BBX bizim evrenimizin dışındandır. Sonsuza kadar bizim bildiğimiz kainattan dışlanmıştır. O buraya giremez!

Mesele biz oraya çıkabilir miyiz?

Çok basit bi şey yapmakla çıkabiliriz bu evrenden; deriz ki:”ben ve öteki diye bir ayrım yok!” Kolay gibi mi geldi. Buna gülerim.

Bu cevap, istek kodunu tutmuyooooorrrrrr…

HATA…HATA…HATA…HATA…HATA…HATA

İstek neydi: BBX olmak istiyorum

Cevap neydi: ben ve öteki diye bir ayrım yok!

İşte HATA HATA HATA burada bipliyor.

Bu, isteği gereksizleştiriyor.

Hadi bu hatayı bi yana bırakalım. Ben, BBX olmak istiyorum aşamasına kadar gelmiş bir insanın fazlalığı sadece g-özlere sahip olması!!!

Beş duyu organımı üstüste koyup toplarsak çıkan rakam, zihnime eşit olacaktır, o da evrenime. Bundan çok çok daha önemlisi şu: BBX den önce bir başkası, ona rehber olacak bir şahıs olmamalı.

Tek bir rehber; bir insanı BBX olmaktan dışlar.

Durum muhayyile ötesi berbat!

Fakat bütün bunlardan da daha önemli bir şey anladım bugün.

Az önce aydığım yukarıdaki durumu “bilgi” olarak almaya başladığımdan beri; yavaş yavaş isteklerim azalmaya başlamıştı. Ben bu süreci takip bile edemedim; öyle kandırıcı bi şekilde zamana post gibi yayılarak azaldı, azaldı, azaldı.

Sibel öyle bir duruma geldi ki; kritik bi dönemeç.

Aydıklarını anlatsın mı? Bu son istekten vaz mı geçsin?

Vaz geçme diyenler var (bizi seven kardeşlerimiz), ısrarcılar.

Zihnim onları gözlerim kanalı ile çevreme projekte etti çoktan. Onları görebiliyorum da

Fakat bu istekten vaz geç diğen bir heyula var içimde; fark etmez! diyor. Ona ait tanımlama yapamıyorum.  Onun ne olduğu zihnimde programlı değil bu sebeple çıkarıp karşıma oturtamıyorum! Ahhh… Ne şanssızlık. Oysa BBX’in böyle bi sorunu hiç yoktu.

Üstelik bu az önce söylediğim de paradoks!

İsteği reddeden olsam ne olacak, BBX olacağım.

Anlatmayı seçersem ne olacak:BBX olmayacağım.

Bu durumda rehber olmak düşünebileceğimiz en büyük günah olmalıydı!

Eğer dinler, BBX’den gönderiliyor olsaydı tek kural bu olabilirdi.

Ama ondan bi şey gelemez.

Küçük bir dipnot konuşması;

“Ne zordur bir yaziyi/romanı/sevgiliyi anlamak”
“Bence kolay!”
“Örnek lütfen?”
“Siz zaten bi şeyi okuyunca “bişey anlarsınız”, size başka şeyler anlamak gerektiğini zannetiren ne?!”

Diğer küçük bir not:

Şimdi (sabaha karşı 05.00) yukarıdaki aymanın, bilgisinin bize 12.02.2004 de yazdığımız “Yansıtma kuramı” makalesinde gelmiş olduğunu hatırladık. Bu yazıyı merak edenler; “Bir Kadını Öldürmek” kitabının 171.ci sayfasından başlayan ve italik yazıyla belirtilmiş bölümüne bakabilirler.

Ve o gün ile bugün arasındaki zaman aralığını merak edip; 12.02.2004 tarihini 30.08.2005 tarihinden çıkardık, sonuç şöyle oldu: 18.06.0001… Bu da aradan 565 gün geçtiği anlamına geliyor.

30/8/2005 ·

-anasının karnından dizisi-

8 Yorumlar

  1. ibrahim says:

    Bana daha önce yaşadığım bir denemeyi hatırlattı.Arkadaşım ile karşılıklı oturmuş birbirimizin gözlerine bakmıştık.Benim gördüğüm “havası alınmış boş teneke gibi büzüşmüş bir durumda”gözüktü bana arkadaşım.Beni nasıl gördün dedi söyleyemedim yukarıda bahsettiğiniz korku filmi misali gibi 🙂 Beni kendisinin nasıl gördüğü ise “kim seni baskıya almış”demesi oldu.

    BBX bulunduğu toplumun özelliklerine aykırı mı ? Karşılaştırma, diğerleri ile kendini öğrenme ve değerlendirme durumu BBX açısından bir engel mi ?

    BBX rüyada kendini gösterebilir mi ? (Rüyamda kendimi görmüştüm.Fiziksel olarak saç şekli değişmiş öne doğru doğru doğal olarak taranmıştı.İzleyici olarak bana gülümseyip yoluna devam ediyordu.)

    İnsanlar kendileri dışında neden rehber edinmek isterler ?

  2. says:

    Sevgili İbrahim Bey, günlüklerimi gerçekten ilgiyle okuyor oluşunuz ve kendi deneyimlerinizi dile getirmmekten çekinmeyişinizi çok seviyorum, iyi ki varsınız.
    Sizin de farketmiş olabileceğiniz gibi BBX ne bizim dünyamızda ne de benzer başka dünyalarda varolamayacak bi “farzetme” dir. Ama fizikçiler de aslında kuramlarını bu yöntemle inşaa etmeye başlar. ::)
    Neden varolamaz o peki? Çünkü öyle ya da böyle birisi bizi ne gördüğümüzü öğretir. Bu çoğunlukla bi annedir ama bazen bi köpek, ya da ayıdır. Her halikarda ne göreceğimiz bize öğretilir ve bunun adına lisan diyoruz. insan,hayvan, bitki her ne lisansa bi lisan 🙂
    Evet BBX kendini rüyalarda bile varedmez, en azından bizler gibi sıradan insanların rüyalarında:)
    Ama ışık hızına ulaştığımızda neler olacak kim bilebilir değil mi? Örneğin bi takyon anılarını yazar mıydı?

  3. ibrahim says:

    Sizin yazılarınızı vakit buldukça okumaya gayret gösteriyorum.Daha önce yaşamış olduğum ve zihnimde soru işretleri bırakmış olayların,sizin yazılarınızda bazı yüklerden kurtulmuş oluyorum.Müteşekkirim.Yazılarınıza okuduğumda,aklıma devamlı daha önce okumuş olduğum sihirli dükkan geliyor.Bu dükkana gelen kişilerin tüm istekleri karşılanıyordu.Ama bir şartla.Her bir isteğin bir bedeli vardı.Sizin tabirinizle odununuzun parasını nasıl ödeyecez.:)
    Yorulmayan elleriniz için tekrar teşekkür ederim.

  4. says:

    Yoksa siz şu yarım kalmış öykümü okumuş muydunuz? Az önce buldum ve yayınladım: İyi enerjiler dükkanı

    şaşkınlık içindeyim

  5. ibrahim says:

    Öykünüzü yeni gördüm.

  6. says:

    Sizinle nereden tanışıyoruz biz?
    Sizin sihirli dükkan nerede?

  7. ibrahim says:

    Bir kaç yazınıza da daha önce yorum yapmıştım. İsmimle diğer bir kaç yazınıza da yorum yapmıştım bu kadar tanışıklığımız.Bemim sihirli dükkan dediğim yıllar önce okuduğum deneme niteliğinde bir psikoloji kitabıydı hatırladığım kadar.. Benim sihirli dükkanım yok.

  8. says:

    O kadarını ben de biliyorum (yani yorumlarınızdan sizi tanıyorum) ben daha fazlasını sormuştum 🙂
    Bence sizin bii sihirli dükkanınız var (benim iyi enerjiler dükkanı gibi)fakat bunlardan bahsetmek gerekmez. Ancak benim gibi şapşallar dayanamayıp öykü yazarlar 🙂 sevgi-selam

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir