Hocalık ve hain minik kurtlar!

Kişi kendini durduk yerde hoca ilan edemez. Talebe yani talebi olan kişi, birine yanaşır ve ihtiyaçlarını gidermeye çalışır. Geminin, kumanya temini için bi limana yanaşması gibidir. İşi bitince de demir alıp uzaklaşır, ta ki yeniden ihtiyaç oluşana kadar ve bu kez yanaşacağı liman da ihtiyaç cinsine ve o an itibariyle seyir ettiği bölgeye göre değişir zaten.  Daimi bir hoca yoktur, o limanın ihtiyaçlarını da başka bir kaynak temin eder 🙂

**

İnsan insanın kurdu, yani dönüştürücüsüdür (hocasıdır), sabırla minik minik çıtırtılarla kemirir, toza dönüştürür. 🙂

12 Yorumlar

  1. Turan says:

    Ögrenmek icin meutlakabir hoca gerekli mi?

    1. says:

      Gemi örneğinden devam edersek, ihtiyaçsızlık gibi birr durum ollabilir mi? İhtiyaç şekilleri değişir, miktarları değişir ama sonsuz evrim döngüsü için ihtiyaçlılık durumu bitmez gibi geliyor bana.

  2. Turan says:

    Her okyanusta seyreden bir gemi limana mi ihtiyaci var? diyorsun. Gemikendi yolunu, kendi ihtiyaclarini kendisi karsilayamaz mi?

    1. says:

      Hoca’yı bir insan gibi eski deyimiyle mürşid anlamında kulllanmıyorum. Tüm varlıkların vesile olduğu tüm olaylar olarak görüyorum. Vesile olan, insan, hayvan,bitki, rüzgar ya da bi ağaç veya kaya olabilir. Bizler vesile olana hoca deriz, bazen de düşman deriz :)))) Demek ki hoca, aslında deneyimin ta kendisidir. Tabi bir çok durumda insanlar deneyimin kendilerine öğretmeye çalıştığı şeyi anlamazlar ya da anlamazdan gelirler de, birinin çıkıp onlara bunu söyletmesi gerekir! Daha ortalama bir hoca bunu yekten söyler, daha deneyimli bir hoca, talebeye söyletecek soruları sorabilir.
      Bu soruyu bazen içli yağan bir yağmur, ya da fırtına da sorabilir! Dedim ya vesile olanlar değişir 🙂
      İnsanın ihtiyaçsız hale gelmesi ise bu dünyada öldüğüne işaret eder, gerisini bilmiyorum 🙂

  3. Turan says:

    Herseyden ögrenebilmesi icin herhangi bir bilinc seviyesine gereksinim var mi?

  4. says:

    Şimdi çok geniş bir soru bu, yan yollara mümkün olduğunca az girerek cevabı bulmaya çalışacağım.
    Bildiğin gibi insan=zamandır ve izafidir, Denizde dalgadır. Bu sebeple kişi, bir meyvenin çiçekten olgunluğa erişene kadar geçirdiği evreler gibi zorunlu bir tekamüle tabidir )Yani tekamül isteğe bağlı bişey değil 🙂
    Güneş dışarda olduğu sürece bu değişmez.
    Herşeyden her zaman öğrenir tüm varlıklar. Bu br zaman meselesidir ki o da izafidir zaten. Bilinçte öyle bir aşamaya gelinir ki, bazı varlıkar, diğerlerine “ne bildiklerini” bilecekleri, yani farkındalık bahşeden soruları sormaktan ve zamanı onlar için hızlandırmak gibi b “ihtiyaca” girerler.
    Gördüğün gibi dostum ihtiyaçlar bitmez. Tekamülün zorunlu hizmetçileriyiz biz.

  5. Turan says:

    Demek ki bilmek icimizde olan birsey,yaniinsan merakla dogar. Nedense insan yasi ilerledikce bu meraki kaybediyor. En azindan bana öyle geiyor. Belli bir yastan sonra edindigi aliskanliklari birakmak istemiyor. Sürekli kendi kendimizi yenilemek gercekten cok güc.

  6. says:

    Çok haklısın. Bu söylediğin gerçekten de zurnanın son deliği :)Fakat insan bilse ki ölmekle kurtulunmuyor, eminim ki bu sorunun üstesinden gelebilir.
    Burada, insanın kendini fazlaca önemseyerek sırtına muazzam yükler alışı, yani birçok sorumluluklar edinişi daha ilk gençlikte insanların kösteği oluyor. Enerji tasarrufu hayatidir. tasarruf edilen enerji, o söylediğin engeli aşırtır insana.
    Hani reklam vermekle ilgili durum harika bir metafordur bu iş için. reklam vermek pahalı bir şeydir, ancak iyi durumda olanlar genellikle buna ihtiyaç hissetmezler (görüleri geniş değilse), ancak işleri bozulduğunda reklama ihtiyaç duyarlar (hem de deli gibi) bu kez de onu karşılayacak maddi imkan yoktur. :))))

  7. Turan says:

    Demek ki insanin ilk ilgilendigi sey kendini ayakta tutucak seylerin pesinden kosmak (karin doyurmak, kendi neslini sürdürebilmek). Kendini bu islere cok kaptiranlar da dünyanin sirf bu isten ibaret oldugunu zannediyor galiba.

    Cok satanlar ürünlerini akilda tutmak icin de reklam verirler, yani unutmamak icin. Cok taninmis ürünler reklam ile fazla satis yapmazlar, onlar sadece akilda kalmak icin reklam verirler. Akilda kalmayan seyler unutulmaya mahkumdur. Bu nedenle de merakli oldugumuzu unutmamak icin kendi kendimize “reklam” yapmaliyiz, yani merakli olabilecegimiz ortami sürekli yaratmaliyiz.

    1. says:

      Herşey tasarruf edebildiğin enerji ile ilgili. Sen enerjine sahip çıkamazsan onun peşinde olan çok var, memnuniyetle her gün onu sağarlar 🙂
      Merak, mevcut enerji miktarıyla doğrudan ilintili bence.

  8. Turan says:

    Bahsettigin bu enerjiyi büyütme imkani var mi?

  9. […] Hocalık ve hain minik kurtlar! […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir