Atlas Deneyi

Önce kuram sonra deney!
Sistemin böyle çalıştığından zaten eminiz. Şöyle sorular olurdu daha önceleri; Yani evrenin başlangıcına ait bu teori ortaya konulmadan önce evrenin başlangıcı gerçeği vardı, yok muydu?!!!
Bu soruyu duyduğumuzda biraz afalladığımızı hatırlar gibiyim :)))
Oysa şimdilerde hemen herkes gibi ben de biliyorum ki, evrenin başlangıcından kimsenin şüphesi yok; çünkü biz canlı kanıtlarız :))) Burada konu olan nasıl başladığı ile ilgili teoriler ki bunun da “kendinden menkul gerçek” cevabı yok! İnsanoğlu/kızı, nedenler geliştirecek, süsleyip püsleyecek, geneli inandırmak için çok çaba sarfedecek ve bir an gelecek kritik kütlemiz teorinin biri üzerinde aşılıverecek, işte oldu mu sana gerçek neden?! :)))
 
İnsanlığın ilk evrelerinde bu kandırma işlemi büyü ile yapılıyordu, daha sonra bu parçalarına ayrılıp; şiir-müzik-dans olarak işlev sürmeye başladı, daha sonra ise bilim büyünün tahtına oturdu. Bugün hala sanatın dalları, reklam sektörünün büyü etkisi varsa da bunların tümünün ortaya çıkardığı etkiyi geliştiren ve tam yerine oturmasını sağlayan bilim büyüsüdür.
Hangi yolla olduğu o kadar mühim mi?
Önemli olan biz insanların dalgayı çökertme ihtiyacı duyuyor olmamız, gerisi bazen keyifli bazen itiş kakışlı hayat gailesi. Bazen Don Juan buna boş konuşmalar der :)))
Gel gör ki O da saçmalamanın mecburiyetinde hemfikir.
Kuram denilen şey de öyle atıp sallamakla olmuyor, çünkü çok ana bir kuralı var:
Yeni bir kuramın, o konuda daha önce “dalgayı çökerterek” gerçek kılmış kanunları kapsaması gerekiyor! İşin zorluğu burda. Diş söker gibi büyütüyolar adamı vallahi!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir