Sibel Bilimsel gözlem bir deney yapıp kesin sonuç almak demektir. Deney yapmak için o nesneyi
çevresinden ayırıp “belirtmeyi” ve “yalıtmayı” gerektirir. “Kesin sonuç almak” demek sayısal olarak belirtmek demektir. Çünkü Kuantum bir matematik kuramdır. Ama aslında dalgasal özellik kaybolmuş değildir, sadece deneyle ya birini veya diğerini gözlemleyebiliyoruz. Gözlem yapıldığında “dalga fonksiyonu” çöker.
Dalga, belirli bir yer kaplamadığından deney ve gözlemle yeri kesinlikle bilinemez. Bu belirsizlik Kuantum Kuramının temel özelliklerinden biridir. (H.Berkmen)
Benim aklıma gelen soru da şudur: Acaba yalıtma işlemine varlığın merkabahı dahil olmakta mıdır? Yani onu ayırdığınızda aslında merkabahından koparıyor olduğunuz için mi dalga çöker?
(Muhtemelen sadece saçma bir soru ama belki birine yararlı bir çağrışım yaptırabilir.
Aslında her şey çevresiyle etkileşir. “Ayırmak” ve “Yalıtmak” yaklaşık bir olaydır. Biz ne kadar ayırmaya çalışsak da bir kere bağıntı kuruldu mu tam olarak ayıramayız. Bağ zayıflar ama kopmaz. Bu durum sadece nesneler için değil, insanlar için de geçerlidir. Eski bir aşkını tam olarak unutamazsın. Merkabah sözüyle neyi kastettiğini tam olarak anlamadım. Açıklarsan memnun olurum.
sevgiler.
Merkabah, her insanın DNA’sının vücudunun hemen çevresinde sekiz metrelik bir izdüşümü ya da dışa vurumu diye söyleniyor. Bu alan o varlığın dünya üzerindeki tüm zamanlar tecrübesini ortaya koyuyormuş. DNA’nın yapısından gelen, çok boyutlu işleyen bir mekanizma denebilir. Acaba CC literatüründeki insanın ışık liflerinden oluşan yumurtamsı kozası ile bir ilişkisi var mıdır bilemiyorum.