Kacıncı düzeyden gerçeksin?

“gözlemlediğimiz şey doğanın kendisi değildir; yalnızca doğanın yönelttiğimiz soruya verdiği yanıttır” Heisenberg

Yani gerçekliklerimizin en ufagindan en büyuğüne hepsi hakikatin sorularimiza verdigi yanitlardan ibaret. Hepsi dogru, hepsi hangi sorulari ve nasil sorabildiginle alakalı. Hakikatin kendini bizatihi onun verdigi cevaplardan üstün tuttugumuz sürece bir kısır döngüye giriyoruz, bence insanlik tarihi bununla dolu. Sebep? Cümlenin icinde saklı ve insan acgözlülüğünün bir uzantısi.

Tıpkı Ömer Hayyam’ın söylediği gibi:

 

Ben düşündükçe var dünya;

ben yok, o da yok

Gören göze güzel çirkin hepsi bir;

Aşıklara cennet cehennem hepsi bir;

Ermiş, ha çul giymiş ha atlas;

Yün yastık taş yastık, seven başa hepsi bir.

♡♥☆

Benim mütevazi bi şiirimde de “söyle bana, sen kacincı düzeyden gerçeksin” diyordu.

Rüzgarı hissedemeyen biri, perdenin hareket enerjisine sahip oldugunu yani canlı oldugunu iddia edebilir.

Hatta bu kisi, rüzgarin kendi bile olabilir 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir