Yaz yağmurunun görüsü

Uzandigim yerden yagmuru seyrediyordum ve kafamin icinde su cumle duyuldu:

“içinde dalgalar oynaşan kadın kabuğu, havadaki yazıları okuyor!”

Birden yillar önce gördüğüm bir rüya ile son resim oyunum birlesiverdi, hayretler icinde kaldım!
Üstelik bundan iki dakika önce bir başka hayretimi hazmetmeye çalisiyordum; ögrendigim kadariyla Toltekler, meksikaya azteklerden önce gelmisler ve tipki onlar gibi ayni kirmizi ülkeden, atlantisten göc etmisler. Sonradan adina büyü denilen bircok maharetlerinin atlantis ve lemurya hatiralari oldugunu anlayiverdim. Tolteklerle ilgili seylerin ilgimi cekmesi dogaldir cunku onlari cc sayesinde grokladim. Her ne kadar icimde sebepsiz bir hüzün olsa da böyle.

temp (9)

Şimdi resme daha dikkatli bakınca mavinin daha gerideki lemuryanın, kırmızımsı turuncunun daha yakindaki atlantisin, hem sagda hem de sol tarafta birbirini destekler bicimde yer aldığını anlıyorum. Soldaki kapların sadece renkleri değil şekillerinin de simgesel bi anlamı olabilecegini hissediyorum.

Kaplar belli ki içlerinde bir şeyler bulunduruyorlar. Mavi-turkuaz olan tombul kap, birbirinden kesin ayrılmış iki bölümün birleşkesi, turkuaz olanı kendini ifade plan programı çağrıştıran beşinci boyutu, mavi ise altıncı boyuta tırmanan daha olgun ve şefkatli bir mavi. S şeklindeki dalgaya benzer kulpları, kabı taşıyan sezgisel ve karanlık-bilinmeyen bir yönü işaret ediyor olabilir. Ağzında bir kapak olmayışı, lemuryanların kapalı ve gizli bi şeyleri olmadığını ve her an paylaşıma hazır olduklarını gösteriyor olabilir.

Kadın kabuğa daha yakın olan diğer kap, Atlantis ise artık incelmiş ve şişe formuna dönüşmüş, yine iki bölümden oluşmakla birlikte aralarında çok mühim bir fark olmadığını gösteriyor gibi. En ilginci de Lemurya kabına yakın olan sol parçasının üstünde adeta onun renklerini damga gibi taşıyor, bu da Atlantisin Lemuryadan etkilenmiş ve hatta ondan türemişliğini bile anlatıyor denilebilir. Kulplarının olmayışı ve ağzında zarif bir kapak oluşu, Atlantisin kendilerine sakladıkları gizil bir şeyler olduğunu ve birazda kendilerini çok önemsedikleri sonucu çıkartabilir. Burada siyah rengi yalnızca kapağın topuzu çevresinde ve ağzı kapatış bölmesinde görüyoruz. Sanki bilinmeyen karanlık bu kez mevcut bilgeliği bizzat mühürlemiş gibi.

Bu temalar (renkler ve anlamlar), gayet şekilsiz ve birbirlerine karışmış biçimde “kadın kabuğun” üzerine oturduğu yerde ve sırtını verdiği bölmede bulunuyorlar.

Şimdilik bu kadar uydurabildim, başka bir esin gelirse devam etmek üzere. Hatta önerilerinize açığım dostlar.

Me ke aloha pau ole (dostluğumuz sonsuza kadar sürsün)

1 Yorum

  1. says:

    Berrin Yılmaz’ın görüsü: bir aralar bilgi ile ilgili, ağaç kabuğu benzetmesi yapmıştın hatırlarsın belki… bu konuda bir açılım oldu bende. ve bedenlerimiz de aslında genlerle aktarılan bilginin barındığı bir yer. kabuk, içindekinin aktarımı ve korunması için gerekli, yani aslında içerideki dalganın dağılmadan kalabilmesi için de gerekli. kabuk, dalgalanmaya engel değil, her yerde dalgalanıp bilgiyi o kabuğa aktarıyorsun. bilmem anlatabildim mi anlayabildiğimi sandığım şeyi :)))

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir