Dune…

FRANK HERBERT
Bilimkurgunun en yaratıcı yazarlarından biri olan Frank Herbert 1920’de
doğdu. Televizyon kameramanı, yorumcu radyo spikeri, istiridye avcısı,
vahşi ormanda hayatta kalma eğitmeni, şiir çözümleyicisi, yaratıcı
yazarlık öğretmeni, muhabir ve editör olarak çalıştı.
İlk bilimkurgu romanı “The Dragon in the Sea” (1956), nükleer
denizaltıların, önseziyle yazılmış bir öyküsüydü. Küçük ve gizli bir
düşmanın tüyler ürperten öyküsü “The Green Brain” (1966), sinemaya
aktarıldı.
Bilimle kurgunun, çevrecilikle politikanın çarpıcı bir karışımı olan Çöl
Gezegeni Düne, verilen ilk Nebula ödülünü kazandı, Hugo ödülünü Roger
Zelazny’nin And Cali Me Conrad adlı eseri ile paylaştı. Ve şüphesiz
bilimkurgunun en büyük destanı olan Düne serisinin temelini oluşturdu.
Serinin diğer kitapları:
Düne Messıah, Chıldren of Düne, God Emperor of Düne, Heretics of Düne
ve Chapterhouse Dune’dur. Düne, David Lynch tarafından, 1984’te
sinemaya aktarıldı.
Bilimkurgunun modern ustalarından biri olan Frank Herbert 1986’da
öldü.

“Tam olarak sonuna kadar gittiğin bir yol seni kesinlikle hiçbir yere ulaştırmaz.
Bir dağın dağ olduğunu anlamak için o dağa yalnızca birazcık tırman.
Dağın tepesinden dağı göremezsin.”

“Büyüme, en az miktarda bulunan ihtiyaç maddesiyle sınırlıdır. Ve doğal olarak en az elverişli koşul, büyüme oranını kontrol eder.”

*

“Bu şeyler o kadar uzun zamandır içimizde ki,” dedi Paul, “vücudumuzun her
bir hücresinde kök salmışlar. Böyle güçler tarafından şekillendiriliriz. Kendi
kendine, ‘Evet, bunun nasıl bir şey olabileceğini anlıyorum,’ diyebilirsin. Ama
içine baktığında ve kendi yaşamının saf gücüyle korunmasız olarak karşı
karşıya kaldığında, yarattığın tehlikeyi görürsün. Seni etkisi altına alabileceğini
anlarsın. Veren için en büyük tehlike alıcı güçtür. Alan için en büyük tehlike ise
verici güçtür. Almak kadar vermek de insanı kolayca etkisi altına alabilir.”
“Ya sen, oğlum,” diye sordu Jessica, “sen alıcı mısın vericimisin?” “Ben denge
noktasındayım,” dedi Paul.

*

“insanların yaşamasına uygun herhangi bir gezegende, hareket ve dengenin içten içe fark edilen bir güzelliği vardır,” dedi Kynes.
“Bu güzelliğin içinde, tüm yaşamlar için gerekli bir dinamik dengeleme etkisi
görürsün. Bunun amacı basittir: çeşitliliği gittikçe artan uyumlu örnekleri
korumak ve üretmek. Yaşam, yaşamı desteklemek için kapalı sistemlerin
kapasitesini artırır. Yaşam, tüm yaşam, yaşamın hizmetindedir. Yaşamın
çeşitliliği arttıkça, yaşam için gerekli besinler yaşam tarafından gittikçe artan
bir zenginlikle sağlanır, ilişkilerle ve ilişkiler içindeki ilişkilerle dolan tüm
topraklar canlanır.”

Dune

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir