Gecenin rüyası ve yerçekimi

Rüyamda, boşlukta yarı karanlık bir odadaydım, eşyalar ya da her ne varsa onları pek seçemiyorum. Babamın (yakın zamanda rahmetli oldu) odada olduğunu biliyorum sanki arkası bana dönük oturuyor gibi geliyor bana. Ben önümdeki ekran benzeri bişeye bakıyorum, ama bu bilgisayar ya da tv ekranına benzemiyor, daha ziyade durgun bir göl yüzeyi gibi, o da karanlık. Ben içinde gördüklerimden bazılarını beğenip parmağımla odada havaya fırlatıyorum galiba babam da belki bakmak ister diye yapıyorum bunu, tamamen sessizlik ve durgunluk hakim. Derken birden babamın sesi geliyor (telepatik duyuş gibi), “böyle yapabilir misin?” diyor. Başımı kaldırıp bakıyorum odanın tam tepesinde köşede havada bağdaş kurmuş biçimde duruyor, başı üçlü dik açının köşesine yaslanmış ve hafifçe öne bükülmüş. Hemen ayağa kalkıyorum çünkü bunu yapabileceğimi biliyorum (daha önce çok yapmışım hissiyle). Ayağımı yerden kaldırıyorum, ağırlıksız biçimde boşlukta yetmiş cm kadar havadayım, hafifçe kıpırdanıyorum daha yükselmek için fakat bir bebek eli elime sıkıca sarılmış ve aşağı doğru çekiştiriyor. Hani o bebeklerin kerpeten gibi tutan minicik parmakları özellikle sağ elimin orta üç parmağını sıkıca kavramış. Ne kadar silkinsem kurtulamadığımı fark ediyorum ve heyecanla uyandım. Ellerim her zamanki gibi kuş pençesi gibi bilekten tam bükülmüş ve battaniyeye sıkıca bastırılmıştı. öylesine sıkı bükülmüş ki bir süre kan akışını sağlamak için uğraştım. Hayrolsun

*

Yerçekimi, kendini başka maddenin mevcudiyeti içinde dengelemek isteyen fiziksel maddenin sonucudur. O yoğunlaşma dengesizliği ve BOŞLUK enerjisinin çorbasında bir dengelenme arzusuyla ilgilidir. Ayrıca o görünmez enerjiyle dolu olan ama tüm çevrenizde bulunan ve kütleyi etkileyen Kozmik Kafesi de içerir.
Onu Evren’in yapmak istediği şeyin bir parçası olarak düşünün: Henüz kimsenin tanımlamadığı, “evrensel dengenin doğal eğilimi” denen büyük bir kural olarak. Bu yerçekimidir, yaptığınız her şey yerçekimi tarafından yönetilir. (Yeni Başlangıç)

Küçücük bir çocuktan beri, hiç değişmeyen bi şekilde, yerçekimi ile çekişip durdum. Tüm hayallerim, rüyalarım ve sözcüklerim beni ağırlaştıran yerçekimini alt etmek üzerineydi. Gel gör ki, beni taşımak zorunda olduğum ağır bi yük altına sokan bu bağ aynı zamanda yeryüzü gezegenine olan tartışmasız ve tanımsız aşkımla hiç de tezatlaşmıyordu nedense! Kant’ın söylediği gibi ben de çelişkinin farkında olmayan, deli olması gerekirken hala aklı başında görünen sıradan insanlardan biriydim.
Çok yakın zamanda çelişkiyi barışa kavuşturma bilincine ulaştım. Ve dün gece gördüğüm rüyaya bakılırsa, bilinçaltım hala konuyla uğraşmakta. Onbinlerce yılın çelişkisini bir ayda , bir günde çözebilecek değildim ya!  Olsun niyet her şeydir, işlem başlamış, gerisi gelir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir