Kendime Hatırlatıyorum

Kullandığın tüm kelimeler senin gerçekliğini belirleyen büyülerdir, bi dostun olarak hatırlatmak isterim, tabi karar verecek olan sensin. . sa

Zikir ritüelinin ana teması budur, sesler seni kendi frekansına çeker! Mantralar da aynı işe yarar; ancak tüm bu mantra zikir kişinin bilmeden tekrarladığı kendine dair şeyler, kişinin bilinçsizce ev değiştirmesi gibi bir işlem. Kişi gece evinde yatar yarın sabah başka evde uyanır ancak bunun FARKINDA olmaz, eskiyi hatırlamaz. Bu bir büyü sistemidir, ister şifa için isterse zehir için kullanılsın sonuç değişmez; farkındalık hasıl olmaz.

*

Yaratıcılık uydurmaktır, yoktan var etmek değil, diğer şeyleri kapsayan yeni bir şey, yani bir sentezdir. Ve belki uydurabilmek için unutabilmek gerekir.

Bu cümle şimdi gözlerimin önünde açılıverdi!
“İnsan nisyan ile malüldür” sözünü ara ara hatırlarım, bunu insanın bir zafiyeti gibi anlamlandıranlar olduğu gibi, bizatihi insan olabilmenin gerek şartı olduğunu da söyleyebiliriz. İnsan unuturki yaşam denen oyunu uydurabilir!

Hatırlama için bütünlüğünden gelecek -ve çoğu can acıtıcı- rüzgarları beklemek yerine, yaşarken kendi entervalini de oluşturmak belki daha yumuşak ve garanti geçişler yaptırır. Bu sebeple not almak önemlidir 🙂

*

Hayatı tek ya da iki eksenli algılama, korunaklı bir limanda kıyıya bağlı bir motorda iken dünyayı gezdiğin, bildiğini sanmak gibidir. Tek hikayenin sakıncası budur işte 🙂 Velakin gün gelir sıkılır insan da palamar çözer!

*

“Keeeeeesssssstiik”
Der yönetmenler ve o anda o aşkından kavrulanlar, 12 kişiyi doğramış seri katiller, az önce intihar etmiş olanlar, hepsi, onların hepsi bir an dururlar, üzerlerine bir boşalma gelir, tam bir boşluk! Öyle ki acaba iyi oynadım mı, nasıl oldu düşüncesi bile gelmez o anda. Boşalıverirler öylece.
İşte rollerden boşalmak için -tabi eğer kendinizin yönetmeniyseniz- bu komutu her istediğinizde verebilirsiniz. O derin rahatlamaya, boşluğa girmek için kendinize yetersiniz, tabi buna ihtiyacınız varsa 🙂

3 Yorumlar

  1. Hilmiye Altıngöz says:

    Kahunalar,görünmeyen varlığımızın AUMAKUA’mızın
    ( ki biz buna yüksek benliğimiz diyoruz.) geleceğimizi düzenlediğini söylerken düşüncenin de fiziksel olduğunu o yüzden rüyalarımızın, endişelerimizin ,imgelerimizin zihnimizden ayrıldıktan sonra bile yok olmadıklarını,düşünce şekilleri haline gelip AUMAKUA’mız tarafından geleceğimizi dokumakta kullanılan iplikçikler olduğunu söylemişler.
    Sonra daha da açmışlar,
    O kadar çok denetimsiz şey isteriz ki Aumakua şaşırır.Eğer gerçekten düşünür,neye ihtiyacın olduğunu somut bir şekilde imgelersen (gerçek ihtiyaçlarını) velhasıl yüksek benliğinle uyum içinde olursan (herhalde frekansını açık tut diyorlar), gölge beden maddeni ve sonrada fiziksel bedenini etkileyip yenileyebilirsin.
    Evet düşüncenin maddeye etkisini Kahunalar çok önce söylemiş.Tibetin Tantrik mistikleri de kuanmtum fizikçilerinden önce “Evren zihnin bir ürünüdür” demiş.Uzattım da uzattım.
    Sonuç,
    Evet insan unutmalıdır.”Kes” komutu vermelidir.Kahunaların dediği gibi zihinden çıkan hiç bir şey yok olmayıp geleceğimizi şekillendiriyorsa da “kes” komutları ve yumuşak geçişler de geleceğimizi dokuyacak düşünce ipliklerine dönüşmeyecek mi.Eee o zaman….bazen KESMEK gerekir.
    HEPİMİZ HATIRLAYALIM

    SEVGİLER

    1. says:

      Çok güzel, teşekkürler

  2. Emrah vatansever says:

    Yorumunuz ve alt yorum için teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir