Sümer ve Tek tanrılı dinler

Sümer kayıtları ve Zekeriya Sitchin’in faraziyeleri ile birleşen Niburu miti konusunda ben de biraz hayal ürettim. Neticede yazılı kaynak öncesine ait hemen her şey mitlerden, iç görülerden ve hayallerden ibaret değil mi?

MÖ.2000 yılları
civarında Soddom ve Gommoranın yokedilmesi ve ardından yükselen radyoaktif
bulutun 24 saat içinde tüm sümer şehirlerini cansız olarak yere sermesinden
sonra tüm tanrılar dünyayı terk ettiler, muhtemelen o sırada dünyaya zaten
çok yaklaşmış olan Niburuya yani evlerine döndüler bir kısmı ise dünya
çevresinde gözlemci olarak kaldı. Zaten uzun zamandır Niburunun atmosferi
artık düzelmişti, altına gerek de kalmamıştı.
Tüm tanrılar gittikten sonra dünyada yalnızca Enki’nin oğlu Marduk kaldı. Ve
yıkılan medeniyetin yeniden yeşermesi için büyük bir gayret gösterdi, bunun
sebebi dünyanın köleleştirilmesi için düzeltilmeye ihtiyacı olmasıydı!
Gelelim sizin tahminlerle bu hikayenin nasıl bütünleştiğine…
MÖ.2000 yıllarına kadar insanlar bilfiil tanrılarla birlikte yaşamakta, onları
görmekte, kudretlerine şahitlik etmekteydiler. Yaptıkları savaşlarda
Tanrıların fiili yardımlarını (silah, bilgi) almaktaydılar. Dünyanın büyük
tanrısı olan Enlil gitmeden önce yetkisini yarı tanrı (insan kızı ile tanrı birleşmesinden olma) İbrahim’e verdi ve
daha sonra da onu ve Musa’yı uzaktan destekledi; çünkü insanların ruhsal
gelişiminin bilgi seviyesi altında kalmasını onaylamıyordu
. Şüphesiz ki
yeğeni Marduk’un insanları teknolojik bilgiyle donatıp ne yapmak istediğinin
farkındaydı. Son bir gayretle, Musa kanalı ile  “somut tanrı” kavramını dünyadan
çekti ve ulaşılmaz (soyut)bir tek tanrı(göklerde) oluşmasını sağladı.
Marduk ise dünyada kalan son tanrı olarak sanırım bu duruma çok bozulmuştur!
O da bütün gayreti ile tek tanrılı dinlerin yozlaşması ve iktidar kovalayan
guruplar haline dönüşmesi için uğraştı ve başarılı da oldu.
Benim dikkatimi ilk baştan beri çeken başka bir durum daha var; Tanrı UTU…
Utu, Enlil’in torunu yani ünlü İnanna/iştar’ın kardeşidir. Enlil ve Enki
arasında oluşan anlaşmazlıklar ve savaşlar, dünyada yönetim
değişikliklerinden hiç etkilenmemiş bir tanrıdır, tarafsızlığı ve Anu
tarafından değeri şüphe götürmez, güneş tanrısı olarak literatürde yer
almıştır. Görevi ise büyük uzay gemilerinin iniş kalkış platformlarının
kumandanlığıdır. ( ve baştan sona 450 bin yılda bu hiç değişmedi). Ana
pentaonda bulunan beş büyük tanrıdan (anu, enlil, enki, Ninhursag ve İnnana) biri
olmamasına rağmen, gerek insanların gerekse büyük tanrıların dua/yaptırım
metinleri mutlaka UTU’ya bir mehdiye ile biter. Bu benim dikkatimi çekiyor.
İçime doğan ise UTU’nun şamanlar ile yakın bir ilgisi olduğu yönündedir.

3 Yorumlar

  1. Aki says:

    MÖ 2000 sanki bu işler için yok yakın bir tarihmiş gibi geliyor bana. Aradaki zamanın uzaması ile aktarılan bilgilerin (maalesef) bu kadar yozlaşması ortadayken, bütün bunların Nibiru’nun bir önceki geçiş tarihi olan 5000 – 5200 civarı olması daha mantıklı değil mi?
    Aki

  2. says:

    Ben Tabletlerdeki tarihler doğrultusunda yazdım fakat uyardığın iyi oldu, üzerinde düşünelim biraz 🙂

  3. […] deniyor. Bu senaryo Annunakiler tarafından bi kaç kez oynandı yeryüzünde- bakınız: https://sibelatasoy.com/?p=184 ve […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir