100 dolarlık kriz fıkrası

Bankacılar şu sıralar krizin yarattığı stresi üzerlerinden bir fıkrayla atmaya çalışıyorlar. Fıkra, 100 doların 500 dolarlık hacim yaratarak somut anlamda kimsenin cebine girmeden sistemi nasıl kurtardığını anlatıyor:

100 dolar kasabayı nasıl kurtardı?

Mevsim yaz, aylardan ağustos…

Riviera kıyısında küçük bir kasaba. Yaz sezonu, ancak yağmur yağıyor ve kasaba bomboş. Herkesin birbirine borcu var ve kredi ile yaşıyorlar. Şans eseri otele zengin bir Rus geliyor ve resepsiyona 100 dolar bırakıyor. Ancak odayı beğenmezse parasını alıp gideceğini söylüyor ve yukarı çıkıyor. Otel sahibi parayı alır almaz kasaba olan borcunu ödüyor. Kasap, 100 doları hemen alarak toptancıya olan borcunu vermeye gidiyor. Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp, kriz nedeniyle kredili hizmet veren hayat kadınına götürüyor. Kadın parayı alıp aynı otele giderek oraya olan borcunu kapatıyor. Ve o anda Rus müşteri odadan geri dönüyor, odayı beğenmediğini söyleyip 100 dolarını geri istiyor. Parasını geri alan Rus müşteri, kasabayı terk ediyor. Rus müşterinin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor. Ancak tüm kasaba borçlarından kurtuluyor.
 

İşte bu fıkrayı anlata anlata bitiremiyorlarmış! İş bu düzeye geldi:) Bir banka gn md.ü şöyle yorum yapmış: “Borca sadık olmanın ticari hayatın akışında ne denli önemli önemli bir rol oynadığı bu hikaye ile iyi anlaşılıyor. Çünkü kasabadaki borçlu ve alacaklılardan oluşan kişilerden herhangi biri eline geçen 100 doları o veya bu nedenle alacaklısına ödemeseydi zincir kopardı” … 

Sanal parayla iş hacmi nasıl artıyorsa, aynı şekilde de azalıyor.  Yeni Dünya’da reel ya da sanal para işlerinin nasıl düzenleneceğini merak ediyorum.

1 Yorum

  1. linear says:

    “Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp, kriz nedeniyle kredili hizmet veren hayat kadınına götürüyor”

    Veresiyeye yeni bir boyut geldi. Veresiye “veresiye”.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir